Bu köşeden zaman zaman “kitap ve okuma” üzerine sohbet etmeye çalışıyorum. Dilimin döndüğü ve kalemimin yazdığı kadarıyla bu sohbetlere devam etmek niyetindeyim. Zira okumamak asrımızın hastalığı haline geldi. Bu illetin tedavisi için gecikmemek gerekiyor. Halbuki “okumak” “duyguların en asili “kitap” ise ilmin, fennin ve tekniğin en vazgeçilmez kaynağıdır.
Kitap kutsaldır. Kutsal dinlerin en temel kaynakları da kutsal kitaplardır . Onun için hak dinlere “ehl-i kitap” denilir. Bizim peygamberimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v) gelen ilk vahiy kelimesi “oku” emridir. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim ve onun naşiri ve tebliğcisi Hz peygamber ilim ve okuma üzerine bir çok emir ve tavsiyelerde bulunmuştur.
İlmi, kendilerine rehber edinenler bir çok keşfin altına imzasını atmış, harikalar inşa etmiş ve bir çok medeniyeti vücuda getirmiştir. Bizlere yaşanabilir imkanları sundukları için o medeniyetlere teşekkür borçluyuz. Ancak bu şartlar bizleri biz eden ve medeniyetleri hazırlayan o yüce ilmi ve ahlaki değerleri unutturmamalıdır. Gayret, hayret, merak, heyecan, azim, şevk ve çalışmak gibi duygular yerini ;tembellik, gayretsizlik , ümitsizlik, ilgisizlik ve vurdum duymazlık gibi anormal durumlara terk etmemelidir. Yoksa okumayan, çalışmayan, düşünmeyen, her şeyi yanında hazır bekleyen neme lazımcı bir kuşakla karşı karşıya kalırız.
İtiraf etmeliyiz ki , medeniyetin fantaziyelerine çok fazla daldık. Bu dünya hepimize çok cazip ve çok tatlı gelmeye başladı,. Çok yönüyle dünyalık olup çıktık. Kendi nefsimizle baş başa kalıp kendimizi hesaba çekemez hale geldik . Okumayı unuttuk.İlmi konuları tartışamaz hale geldik. Kaç tane gazete veya derginin abonesiyiz. Aramızdan kaç kişi kitapçı dükkanlarını ziyaret edebiliyor?
Yayınlanmış dört ve yayına hazır iki adet kitabın yazarı olarak bu temiz duygularımı ve kaygılarımı anlayacağınızı ümit ediyorum . Eğitim camiasının içerisinde olarak ta gelecek kuşak için endişelerimi dile getiriyorum. Maalesef okumuyoruz, okuyamıyoruz ve okutamıyoruz. Yeniden “okuma yazma ve kitap edinme” seferberliğinin ilan edilmesini bekliyoruz. Milletin ve devletin bekasını ve neslin geleciğini düşünenler bu konuda lütfen biraz daha kafa yorsunlar.
Sözümü lütfen yanlış anlamayınız. Her türlü varlığı, inancı, düşünceyi sevenler bir dernek , lokal ya da kulüp çatısı altında bir araya gelebiliyor. Nedense memleketin yazarları, sanatçıları, araştırıcıları, şairleri, kitap severleri, kitap okuyanları bir araya gelemiyor. Halleşemiyor, dertleşemiyor, yeni yeni eserler ve kitaplar hazırlayamıyor. Hazırlanmış ve basılmış kitaplara kimse sahip çıkmıyor.Halbuki mülki, yerel ve kültürel idarecilerimiz; kaymakamlık, belediye, milli eğitim gibi kurumlarımız bilhassa yerel yazar, şair ve sanatçıların basılmış eserlerini satın alarak bilhassa öğrencilere dağıtarak yöremizin kültürünü ve tanıtımını destekleyebilirler.
Umarım ilgililer bu yazımızı okuyarak konumuza ilgilerini gösterirler. Gayet önemsediğim bu hususta tüm ilgilileri, bilgilileri, bu toprağı sevenleri ve geleceği düşünenleri okuma ve kitap üzerinde duyarlılığa davet ediyoruz.