Özellikle Dar gelirli ailelerin mağduriyetine yol açan Taziye yemeği uygulamasının kaldırılması için 3 etkin isimden önderlik yapılması bekleniliyor.
Bundan yıllar önce geleneksel kültür olan cenaze evlerine komşuların yemek yapması nadiren de olsa yaşatılıyor. Ama çoğu cenaze evlerinde bu tür yardımlar görülmez oldu.
Bir taraftan cenaze sahipleri acılarını bastırmaya kalkarken, bir taraftanda taziyeye gelen misafir ve akrabalarının yiyecek içecek ihtiyacı için koşturmak zorunda kalıyorlar. Bir cenaze esnasında yaklaşık 10 bin lira cenaze sahiplerine masraf çıkıyor. Özellikle 3. gün verilen yemek masrafı bir çok ailenin belini büküyor. Çoğu cenaze sahipleri, ellerinde yeterince para olmamasına karşın misafirlerine mahçup olmamak için eş dosttan hatta bankadan kredi kullanmak zorunda kalıyorlar.
Bu uygulamanın bazı aileler için mağduriyete dönüşmesi üzerine Milletvekili Hüseyin Yayman, Kaymakam Zafer Karamehmetoğlu, Belediye Başkanı Ay han Yavuz ve Müftü Mekki Solmaz’ın geleneğe son verilmesi için çalışma başlatması bekleniliyor.
Toplumun kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin bu çalışmalara katkı vererek bu mağduriyetin ortadan kaldırılması bekleniliyor. Atılacak bir adım ardından esnaftan vatandaşa, okul müdüründen imama tüm kesimler bir araya gelerek vatandaşların mağduriyeti orta dan kalkacaktır.
Müftü Mekki Solmaz başkanlığında oluşturulacak bir heyet, tüm cenaze evlerini ziyaret ederek hem aileye başsağlığı dileği iletilmeli hem de 3 yemeklerinin kaldırılması gerekliliğini dile getirmesi gerekiyor.
Belediye Başkanlığı ilçenin bir çok kesimlerine taziye yemek uygulamasının kaldırılmasına yönelik pankart ve afiş astırarak bu konuya katkı sağlaması gerekiyor.
Camilerde verilecek hutbede, taziye evlerinde verilen yemeklerin vatandaşa yük olmaya başlamasını dile getirip 3 yemeklerinin kaldırılması yönünde adımlar atılması gerekiyor. Taziye evlerinde yemek verilmesinin İslam geleneğine uymadığı konusunda camilerde hutbe verilerek vatandaşı bilgilendirmek gerekiyor.
“Evlerine bir ateş düşmüştür ve canları yanmaktadır. Canları yanan insanları bir de yemek zahmetiyle ve külfetiyle yoramayız. Taziye sahipleri yemekle uğraşırlarsa dertlerine dert, acılarına acı katmış oluruz.” ifadelerini kullanan vatandaşlar, bu yanlış uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini aktardı.
Bazı Vatandaşlar şunları kaydetti: “İmkanı olmayan vatandaşlarımız bankadan faizle kredi çekiyor. Bu asla kabul edilemez. Vatandaşımız taziyesine gelenlere yemek vereceğim diyerek faizle kredi çekemez. Cenaze olduğu zaman, komşu, eş, dost ve durumu iyi olan kişilerin cenaze sahibini gözetmesi gerekiyor. Onlar yemek yapıp, cenaze evine götürürler. Cenazede yemek vermek zorunluluk, mecburiyet değildir. Bu yanlıştan acilen dönülmesi gerekiyor.”
Vatandaşlar, bölgede taziye evlerinde yemek verilmesinin bir ön önce sonlanmasını talep ettiklerini belirtti. Vatandaşların bu talebi karşısında, ilçe yöneticilerinin beklenen adımı atması ve toplumu yönlendirmesi bekleniliyor.
DİYANET İŞLERİ NE DİYOR
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun kararı şu şekilde:
Hz. Peygamber, ölünün kendi ailesinin yemek hazırlayıp gelenlere ikram etmesini hoş karşılamamıştır.
Cenazede hangi para ile yemek dağıtmak helal değildir?
Ölen kişinin mirasçıları fakir iseler veya aralarında buluğ çağına erişmemiş çocuk var ise, geriye bıraktığı maldan yemek yapılarak cenazeye gelenlere verilmesi helal değildir. Buna karşılık Peygamberimiz, komşu ve akrabalarının ölü sahiplerine yemek getirmelerini tavsiye etmiştir (İbn Mace, Cenaiz, 59).
BİR BÜYÜĞÜMÜZ GEÇMİŞİ ANLATIYOR
“Babam öldüğünde ben ve bütün kardeşlerim hastanedeydik. Yakın akrabalar ve haberi duyanlar da geldi. Sonra cenaze morga indirildi. Biz dışarı çıktık. Baktık ki mahallede boş bir dükkan vardı; orası tutulmuş, sandalyeler gönderilmiş. Erkekler için taziye evi olarak hazırlanmış, hatta semaver falan da hazırlanmış. Kadınlar bizim eve gitmiş; evi temizleyip, çeki düzen vermiş. Kadınlar için hazırlık yapılmış. Tabii cenaze işlemleri ile ilgili biri belediyeye gitmiş, diğeri hastane içinde koşturmaya başlamış. Biz döndük dükkana taziyeleri kabul etmek için. Aradan bir saat geçmedi öğle yemeği olarak pide ayran geldi. Abim sipariş vermiş diye düşünürken, gelip bana kaç para tuttu, zorlama kendini para var bende dedi. O ara sorduk ki, bir akraba söylemiş. Sonraki 3 gün boyunca öğle, akşam yemekleri için birileri gelip, söz vermeyin kimseye ben hazırlattım zaten dedi. Evde de durum aynıydı. Gelenler yemek getiriyor, yapıyor veya organize edip taziye evinden getirtiyordu. Cenaze zamanı dostlar kendini belli ediyor. Sessizce, belli etmeden tüm işleri yapıyorlar zaten…” Geleneğin başlangıcı nereden geliyor? Önceden de cenaze evine yemek götürülürdü, sebebi ise cenaze evinde ateş yakılmaz geleneği idi. Hatta çay bile demlenmezdi, komşular demliklerle çay getirirlerdi. Taziyeye gidenler de mutlaka paketle çay veya şeker götürürlerdi. Zamanla bu gelenek cenaze sahibinin bir yükümlülüğüne dönüştü tabii. Acı günde yalnız bırakmayan dostları aç bırakmamak için dağıtılır. Cenaze evinde toplanan uzak-yakın akrabalara, eşe dosta, konu komşuya yemek vermektir. Çoğu zaman ev yemeği değil de, pide ve ayran şeklindedir. Bu insanlar, genellikle akşama kadar süren cenaze öncesi başsağlığı dilenmesi, cenaze töreni ve defin işlemleri süresince bir şey yemezler. Yapılan ikram, acı günde yalnız bırakmayan dostları aç bırakmamak içindir. Komşular muhakkak evlerde yemek pişirir Komşular, cenaze dolayısıyla yemek yapmak hatta yemek yemek bile akıllarına gelmeyecek acısı taze olan cenaze evinde, yemekler yaparak hem gelenleri doyurur hem de ev sahibini yemek yemeye zorlarlarmış…