Hüsnü İnci’yi Hakkari Yüksekova’da bırakmak gerekirdi. Adam Elektrikçi, gazeteciliğe özeniyor. Üniversite de Öğretim Üyesi, Rektör olmak için sen tut benle Musa’yı Taşoluk’a gezmeye davet et. Dernek’te oturuyoruz. Telefonda hal hatır soruyor. Neredesin, “Ağabey ?” İki gün önce Facebook da Fenk Köyünde Çınar ağacının altında poz veriyor. Ben de fotoğraf altına bir yorum yaptım. “Bir daha seninle bir yere gitmem” diye.. Hüsnü İnci yememiş, içmemiş beni yanıltmak için elinden geleni yapmaya karar vermiş gibi geldi bana. İlk soruda. “Ağabey, Celiller’de bir taziyeye gideriz, oradan da Taşoluk’a gidelim..” sonra “Benim biraz işim var. Yarım saate kadar gelirim. Musa da orda mı?” dedi ve telefonu kapattı. Adam köyün yolunu bilmiyor. Bizi gezmeye götürüyor! Ah be Hüsnü Hoca… Ahh. Musa Göçer ben çalışacağım, su gelince Derneği bir temizliyeyim diye mazeret bildirdi ve Hüsnü Hoca’nın arabasına doğru yola çıktık. Kanatlı Caddesinden, Hassa Caddesine döndük. Saylak yol kavşağından sola ve Dağlara doğru direksiyonu çevirdi Hüsnü. Köşede bir kadın ve iki küçük çocuk bekliyor. Belli ki Yol üzerinde bir köye gidecekler. “Taşoluğa gideceğiz deyince,” Kadın; “Bizi Bektaşlı yol kavşağına kadar götürebilir misiniz?” Arabaya aldık. Dağa doğru Saylak sokaklarından, yola revan olduk. Bektaşlı yol ayrımında Saylak köyünün evleri de bitti. Yol sağa Bektaşlı Köyüne, sola Taşoluk Köyüne doğru gidiyor. Kadın ve çocukları yol ayrımında bıraktık. İki km. sonra Taşoluk Mahallesi girişinde “TAŞOLUK MAHALLESİNE HOŞGELDİNİZ” takının altından köye doğru gitmeye başladık. Ağaçlar, Çınar Ağaçları, Defne Ağaçlarının her tarafı kapladığı Amanos Dağlarının Doğu yakasında bir köy. Yıllar önce eşimin Gazi Lisesi Öğretmenlerinden arkadaşı ve idarecisi olan İbrahim Çekiç ve eşini göreceğim için çok mutluyum. Köy Meydanında ulu bir çınarın bulunduğu yerde arabayı park edip indik. Köy halkının hemen hemen hepsi bu meydan da toplanıp sohbet ediyorlar. Köy Meydanında kolları birkaç yöne uzanan devasa çınar ağacının önündeyiz. Ahşap bir tabelada “TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından ANIT AĞAÇ olarak koruma altına alınmış 2017 yılında. Doğu Çınarı (Platanus orientalis) Ağaç 600 yaşında. Kilit taşı ve oturma banklarının olduğu yerde Bu Çınar Ağacı kocaman dallarıyla alanı kapatıyor ve doğal bir şemsiye, gölgelik görevi görüyordu. Geçen sene birkaç dalı kırılmış ve uzmanlar gelip ağacın hastalıklı dallarını tedavi etmişler. Çınar Ağaçları bu köyün hemen her yerinde göze çarpıyor. Camiden çıkan cemaat, meydandaki banklarda, serin havanın tadını çıkarıp sohbet ediyorlar. Emekli Öğretmen Tayyip Kaya ile karşılaştık. Hal Hatır sorduktan sonra izin istedik İbrahim Çekiç arkadaşımın yanına gideceğiz dedim. “O şimdi yukarıdaki çınarların orada oturuyor.” Dediler. Bu arada Hüsnü İnci Çınar ağacının yanında akan sudan içmeye başladı. Köylüler gülerek “Bu sudan içinler Rektör Oluyor..” dediler. Şimdi anlaşıldı Hüsnü İnci’nin neden ille de “Taşoluk” demesi. Kadim dostum, arkadaşım Prof. Dr. Hasan Kaya bu köyden. Sen tut çektiği fotoğrafı Hasan Bey’e de gönder. ! Arabaya binip İbrahim Çekiç’in olacağı Çınarlı alana gittik. İbrahim Bey, bir bankette oturuyordu. Sarıldık, sohbet ettik, Meydandaki Çınar ağacının 66 yaşında olduğunu öğrendik. Abisi de orada oturuyordu, hal hatır sorduktan sonra İbrahim Bey’in evine Kahve içmeye gittik. Çiçeklerin, Salkım Söğütlerin, Defne Ağaçlarının süslediği evinin önünde arabadan indik. Harika çiçekler, güller, küçük güller, papatyalar, sarı güller, reyhanlar mis gibi kokularıyla insanı mest ediyor. Şarıl şarıl akan buz gibi su bahçenin ağaç ve çiçeklerine hayat veriyor. Bir İncir ağacından bir incir koparıp yedim. Sonra bütün ovayı ve Kürt Dağlarını gören çıkma balkonda kahvemizi içtik. Hakiki Yayladağı lokumunu da yedik. Masanın birinin üzerinde yeni mahsul İncirlerden yapılmış Belben kurumaya bırakılmış. Bir sırıkta üç dört mısır kurutulmak için asılmış. Binanın yüksekliğinde, hatta daha da yüksek boyda Kocaman Defne Ağacını gösterdi. Bahçede iki tane varmış, birinin tohumu var. Diğer ağaç tohum tutmamış. Arkamızda müthiş bir Salkım söğüt, dallarını yukarıdan aşağıya doğru yeşil bir gelin duvağı gibi sarkıtmış. Amik Ovasının müthiş görüntüsü, uzaklarda Kürt Dağları.. Arkamızda Amanos Dağları.