Söğütlü şair Muhsin Şahin (Kul Muhsin), “Benim Köyüm Söğüt’ü” adlı şiirinin ilk iki kıtasında şöyle diyor:
Yazmalıdır şu Söğüt’ün halini,
Özlemişim, pekmezini balını,
Çiçek kokan bahçesini bağını,
Anlatmaya dil mi yeter Söğüt’ü…
Karşımızda Suriye’nin dağları,
Yol üstünde, bal üzümlü bağları,
Hatırnazdır erenleri, beyleri,
Anlatmaya dil mi yeter Söğüt’ü…
*
Eğitimci şair Hasan Kaya “Hassa Üzümleri…” adlı şiirinde şunları dile getiriyor:
Bağ arası üzümleri altın sarısını andırır,
Bu güzelliği görmek, yakalamak gerekir.
Güzelliğe bak herkesin ağzını sulandırır.
Bu üzümlerden yemek, tatmak gerekir.
Hatay’ın Hassa ilçesi Söğüt mahallesinde,
Amanos Dağları uzanır hemen ötesinde.
İnsanlar huzuru, aşkı bulur keklik sesinde.
Amanos dağlarına gidip gezmek gerekir.
Söğüt mahallesi girişine denir bağ arası.
Bu bağlarda sarı üzümden az olur karası.
Taa Eylül ayı sonunda gelir kesme sırası.
Bağ arasına gidip, oraları görmek gerekir.
Koca koca sarı salkımlar kesilmeyi bekler.
Kesilen üzümler kasalara dizilmeyi bekler.
Marketten alınıp afiyetle yenilmeyi bekler.
Hassa’nın üzümlerinden yemeniz gerekir.
Kesimden sonra pekmez için üzüm çok.
Söğüt pekmezi enerjisi başka yerde yok.
Sabah yediğinde akşama kadar tutar tok.
Bağ arası pekmezinden yemeniz gerekir.
Yapraklar sararmaya başlar, bazen kurur.
Düşen yağmurlar üzüm salkımlarına vurur.
Koparılıp yenmeyi bekleyen salkım durur.
Bağ arası üzümlerinden yolmanız gerekir.
Yağmurun vurması ile daha güzel tat alır.
Havalar serinleyince tatlaşır sanki ballanır.
Bir kez yiyenlerin bile tadı damağında kalır.
Hassa’nın üzümlerinden yemeniz gerekir.
Yine eğitimci şair Hasan Kaya “Söğüt Bağarası” adlı şiirinde de şunu söylüyor:
Uzayıp giden inceden bir yol,
Yeşil bağlarla doluydu sağ-sol,
Baktığın zaman bu manzaraya,
İlham perin hemen gelir iyi dol.
Yaprakları sararmış boyun büker,
Gökteki bulutların gölgesi çöker,
Mevsim kış bazen ise yaş döker,
Haydi iyi bak acep nere bu yer?
Hatay’ın Hassa ilçesi batı yönü,
İnsan arar-sorar özler köyünü,
Gurbette olanın zor geçer günü,
Söğüt Bağarası ile kazanmış ünü.
Söğüt’ün bağları bura; Bağarası,
Dededen nineden kalma mirası,
Bağlarda kaldı mı ki sarısı karası,
Üzüm bitti zeytin toplama sırası.
Kış mevsimi ama güz görüntüsü,
Daha düşmemiş ağaçların örtüsü,
Haftaya göremezsin ha bu süsü,
Bağların doğaya karşı başlar küsü.
Amanoslar’ın eteğinden seyreyler,
Dört ay sonra yeşil örtüyü giyer,
Yeşilliği giyen ağaçlar sevinir güler,
Amanoslar’dan selam sunduk bizler.
Mart ayı ile küslük kalkar ortadan,
Tekrar yeşerme başlar bağlardan,
Gülümsemeyi görürsün dallardan,
Size selam sunduk Amanoslar’dan.
Şair Lutfiye Demir ise “Söğüt” adlı şiirinde şunu söylüyor:
Hassa’nın vazgeçilmez bir köyü,
Adıyla şanıyla güzeldir söğüt.
Doğası havası muhteşem köyü,
Adıyla şanıyla güzeldir Söğüt.
Pekmezi üzümü meşhur bulunmaz,
İnsanlıktan hiç geride kalmaz.
Yolda hiç kimseyi asla koymaz,
Adıyla şanıyla güzeldir Söğüt.
Bağarası’ndan yolu uzanır,
Geçimini helalden kazanır.
İnsanı doğruluğa uzanır,
Adıyla şanıyla güzeldir Söğüt.
Mahseresinde köpük savrulur,
Damlarda kuru üzüm kavrulur.
Yolu Mığır’a yukarı doğrulur,
Adıyla şanıyla güzeldir Söğüt.
Yokluklar Karafakılı komşusu,
Yel esince gelir tütün kokusu.
Bağ yaprağının güzel dokusu,
Adıyla şanıyla güzeldir Söğüt.
Çok meşhur olur Söğüt pekmezi,
Yedimi mest ediyor herkesi.
Soğulcuoluk ta alın nefesi,
Adıyla şanıyla güzeldir Söğüt
Ben bu kadar bilir onu yazarım,
Bir yanlış olsa kendim kızarım.
Beğenen herkese selam salarım,
Adıyla şanıyla güzeldir Söğüt.
Lüto bacınız bu kadar yazdı,
Gönlünde size selamlar saldı.
Gönderdiğiniz selamı aldı,
Adıyla şanıyla güzeldir Söğüt.
Sonuç olarak; Hassa’da bulunan bu mozaik ile en az 1500 yıldır yapıldığı ortaya çıkan bağcılığın, üretimin, üzümden yapılan çeşitli ürünlerin ve bu ürünlerin pazarlamasının daha profesyonelce yapılması ve markalaşması gerekmektedir.