Kolon yani kalın bağırsak kanserinin, en sık görülen beşinci kanser türü olduğunu ifade eden İskenderun Gelişim Hastanesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ergün Saraçoğlu, kolon kanserinin erken teşhis edilebilmesi için 50 yaş üzerindeki herkesin gaitada gizli kan baktırmasını ve pozitif sonuç çıkanların da kolonoskopi yaptırmasını önerdi.
Kolon kanseri hakkında bilgilendirmede bulunan Uzm. Dr. Ergün Saraçoğlu, “Kadın ve erkeklerde özellikle 50 yaş üstünde daha sıklıkla görülen bir kanser türüdür. Yaklaşık 1, 5 metre uzunluğunda olan kalın bağırsağın iç yüzeyinde oluşan kanserlere kolon kanseri adı verilir. Bu kanser türü kalın bağırsağın iç yüzeyini örten tabakadaki hücre ve hücre topluluklarının kontrolsüz büyümesi ile ortaya çıkar. Kalın bağırsağın son 15-20 santimlik bölümüne ise rektum adı verilir ve burada beliren kanserler rektum kanseri olarak adlandırılır. İki tür kanseri anlatmak için ‘kolorektal kanserler’ de çok sık kullanılan bir terimdir. Kolorektal kanserler, Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre ülkemizde en sık görülen ilk beş kanser arasında yer alır. Kalın bağırsak ya da kolon ve rektum kanserinin (KRK) diğer ismi; kolorektal kanserdir. Yaşam boyu KRK gelişmesi olasılığı erkeklerde, kadınlara oranla biraz daha yüksektir. Bu oran; erkeklerde yüzde 4.5 kadınlar için yüzde 3.2’dir. KRK çoğunlukla adenomlardan (polip) gelişiyor” açıklamasında bulundu.
Kolon kanseri belirtileri nelerdir?
Kolon kanserinin, kolon ya da rektum mukozasından kaynaklanan bu iyi huylu tümörlerin, uzun yıllar sessiz kaldıkları için genellikle fark edilmediğini ve adenomların sıklığı yaşla beraber arttığını belirten Uzm. Dr. Ergün Saraçoğlu, “Kolorektal kanserin kesin sebebi bilinmese de, kişide kolorektal kanser gelişmesini artıran risk faktörleri; ileri yaş, bağırsak içinde poliplerin varlığı (özellikle de patolojisi adenomatöz tarzda olanlar), ailede kolorektal kanser hastalarının bulunması, genlerde belirgin değişikliklere sebep olmuş bazı genetik bozukluklar (Heredite polipozis dışı kolon kanserli hastalar) ve/veya kolon ve rektumda kalıtımsal poliplerle karakterize olan ailesel polipozis sendromlarının varlığı, belli süreler içinde bağırsak içi hücre tipini bozarak kansere zemin hazırlayabilecek inflamatuar (iltihabi) bağırsak hastalığının olması (Ülseratif kolit ya da Crohn hastalığı), kadınlarda yumurtalık, meme ve rahim kanseri hikâyesinin olması, işlenmiş ve hayvansal gıdaların aşırı, meyve ve sebzenin ise az tüketilmesi ve sigara kullanımıdır. Kolon kanserlerinin başlangıcı bağırsak içindeki hücre büyümeleri yani poliplerdir. Ancak polipler ilk başlarda çoğunlukla hiçbir yakınmaya sebep olmaz. Polipler kanserleşmeye başladıkça boyutça büyüdüklerinde ya da sayıları arttıkça kişinin bağırsak alışkanlıklarında; yeni başlangıçlı kabızlık ya da tam tersi dışkının kıvamında (ishal lehine) veya kokusunda değişiklik, demir eksikliği ile ortaya çıkan kansızlık, dışkının kalınlığının incelmesi, dışkı ile karışık kan gelmesi ya da tuvalete çıktıktan sonra makattan kan gelmesi, karın ağrısı, iştahsızlık ve istemsizce olan kilo kayıpları değişikliklerine sebep olur. Yukarıdaki bulgular tek başına kolorektal kanseri işaret etmez. Ancak bu yakınmalarınız varsa, gerekli kontroller için mutlaka doktora başvurun. Ayrıca bu belirtilerden biriyle birlikte ailenizde bağırsak kanseri, meme, yumurtalık ya da rahim ağzı kanseri öyküsü bulunuyorsa, hekime başvurmayı ihmal etmeyin” şeklinde konuştu.
Kolon kanserinin tanısı ve tedavisi nasıl olur?
Uzm. Dr. Ergün Saraçoğlu, “Kanser tanısı çoğunlukla, hastalıktan şüphelenilmesi ve kolonoskopik tetkik ile konulur. Kolonoskopi sırasında eğer polipler varsa, biyopsi alınır ve patolojik incelemenin de doku tanısını teyit etmesi ile kesinleşir. Kanserlerin erken teşhis edilmesi çok önemlidir. Kolon kanserinde tedavi yöntemleri; cerrahi, kemoterapi ve radyoterapidir. Gelişen teknoloji ile beraber artık kolon kanserinde yaşam süresi artmış ve hastaların tedavi şansı yükselmiştir” dedi.