Sağlam bir irade ortaya koymadan, insanın hem şahsi, hem de yöneticilik hayatına yön vermesi mümkün değil. İnsan, özel hayatında bile istediği gibi gelişigüzel davrandığında bunun kişiliği ile ilgili bir bedeli olur.
Yönetim sorumluluğu söz konusu olduğunda, iradeye hâkim olunması gerekir. Yöneticinin gelişigüzel davranma lüksü olamaz, olmamalıdır. Üst düzey yönetici, doğrudan kurumun yönünü ve geleceğini tayin eder. Alttakiler üstlerin iradelerine göre hareket ettiklerine göre kullanılan iradenin doğru ve zamanında olması gerekir.
Her kademedeki yönetici, iş ve insan yönetirken maksimum boyutta bir irade şarttır. Bir irade ortaya koyup bu iradeye diğerlerini de dâhil etmelidir. Kendini yönet ki başkalarını da yönetebilesin.
***
SÖZLÜKLERE GÖRE İRADE:
-Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü.
-Davranış ve eylemlerini akla uygun gerçekleştirebilme yeteneği.
***
İDARE VE İRADE
Herkesin bir şeyleri yönetmeye talip olduğu, yönetenlerin de işine geldiği gibi idare ettiği kurumlarda iyi yönetimin olması mümkün değildir. Hangi kademede olursa olsun, eğer başkalarını idare etme konumunda olan birisi, öncelikle ortaya koyduğu kendi iradesinin sorumluluğuna sahip çıkmalı ve başkalarının sorumluluğunu alabilmelidir. Yöneticinin öncelikle kendine ve ortaya koyduğu iradesine güvenmelidir ki, güven verebilsin. Ayrıca başkalarına da güvenebilsin. Başkalarını iyi tanımanın yolu kendini tanımaktan geçmektedir. Nimete talip olan külfete de razı olacak.
Sağlam bir irade olmadan iyi idare olamaz.
“Kendini yöneten dünyayı yönetir.” (Sokrates)
***
Elde edilen güç sayesinde “güçlü benim, ne istersem o olacak” gibi ifadeler, irade gücü değildir.
İRADE GÜCÜ;
Kişinin kendisini tanıyabilmesi. Artılarını, eksilerini, arzularını, zaaflarını, güçlü yanlarını görebilmesi gücüdür. İşi oluruna bırakmama, geleceği görebilme ve gereğini yapabilme gücüdür. İstikrarlı bir şekilde kararlı olarak ilerleme gücüdür.
Kişinin ayaklarının yere basması, kendi kendine yeterli olması, özgün olması, kendi kendini denetleyebilmesi gerekir.
Küçük hedeflerden büyük hedeflere doğru yol almak irade gücünü ve başarıyı beraberinde getirecektir.
İrade: “Kişiyi anlık istek ve dürtülerinden dizginleyerek, doğruyu ve uzun vadede kendisi için iyi olanı yapma, zorluklara karşı daha güçlü kılma özelliği.” (Roy Baumeister)
Siz kendi iradenizi ortaya koyup kullanamazsanız, birileri size kendi iradesi altına alıp sizi idare etmeye başlar. İradeniz olsun ki idare edesiniz. İrade olmadan idare olmuyor.
***
Sağlam bir idare ve irade karar vermeyi de gerektirir. Karar verme konusunda Hasan Pulur’dan bir alıntı şöyle:
KARAR VERMEK
Bir çiftlikte çok çalışkan bir adam varmış. Ama nasıl çalışkan? İneği sağan o, tavukların altından yumurtayı toplayan o, koyunları otlatan o, bozulursa traktörü tamir eden o, etrafı silip süpüren o, ağaçları budayan, hayvanlara yem veren, atları tımar eden, her işe koşan o! Güneş doğmadan kalkar, güneş battıktan çok sonra yatar, on işçinin yapacağını tek başına yaparmış… Çiftlik ağası -olmayacak şey ama- bu adamın çalışkanlığından bıkmış usanmış… Bir gün onu yanına çağırmış. “Şimdiye kadar kimseye yapmadığım şeyi sana yapacağım. Al şu parayı, iki ay izinlisin” demiş.
Bizim çalışkan adam boynunu bükmüş, “Gidemem ağam!” demiş. “Ben çalışmazsam ölürüm! Yapma etme, beni işimden ayırma!”
Çiftlik ağası bakmış olacak gibi değil, ne yapsa adam çalışmaktan vazgeçmiyor, tutmuş kolay bir iş bulmuş:
– Yarından tezi yok, ambara gidip elmaları ayıracaksın. Küçükleri bir yana, ortaları öbür yana, büyükleri de karşıya atacaksın. İşin bu. Bir daha seni ortalıkta görmeyeyim!
Ertesi akşam ağa “Nasıl olsa elmaları ayırmıştır ya, gidip bir bakayım ne yapıyor?” diye ambara girmiş… Bir de ne görsün? O çalışkan adamın iki elinde birer elma kara kara düşünüp duruyor. Diğer elmalara el sürülmemiş bile! Şaşırıp kalmış… “N’oldu yahu?” demiş. “Senin gibi bir adam bu işin altından kalkamasın… Hayret doğrusu!”
O çalışkan adam boynunu bükmüş:
– Ağa kurbanın olam! Bana dağlar taşlar dolusu iş yık ama beni karar vermeye zorlama! Sabahtan beri şu elma mı büyük, yoksa bu elma mı küçük diye düşünüp duruyorum! Meğer ne zormuş karar vermek!