Kamu kurumlarındaki yönetici, çalışanlarına eşit mesafede olan, her görüşten insanlara karşı adil davranan, personellerinin özlük haklarını ayrım gözetmeksizin yerine getiren, bu konuda çalışanlarının güven duyduğu insan demektir.

Memur sendikası ise üyelerinin haklarını idareye karşı koruyan ve savunan, daha iyi şartlarda çalışmaları için mücadele eden sivil toplum kuruluşlarıdır.

Dolayısıyla kamu kurumlarındaki üst düzey yöneticiler sendikalar arasında taraf olamazlar. Olmamalıdırlar da. Herhangi bir sendikaya taraf oldukları takdirde karşı taraftaki sendika üyeleri yöneticiye karşı güvensizlik duyarlar. Yönetici doğru olanı da yapsa hep şüpheyle bakılır. Farklı sendikalar bir tarafa aynı sendika içerisindeki diğer gruba meyilli olan üyelere bile objektif, adil olamazlar.

Son zamanlarda resmî kurumlardaki üst düzey yöneticilerin hem de personelden sorumlu olanların aleni bir şekilde sendikal mücadelenin içine girdiklerini, değişik sendikalar arasında taraf olduklarını hatta yetkili sendikanın yönetimine, başkanlığına talip olduklarını, bunu da bağlı kurumların tüm yöneticilerini işin içine çekerek üyelere baskı uygulayarak, kurumun bütün imkânlarını kullanarak yaptıklarına şahit oluyoruz. Baskı ve zorlama ile yapılan sendikacılık hür iradeye de demokratik tavra da aykırıdır. Etik de değildir.

Eskiden üst düzey yöneticiler bırakın sendikanın yönetimine, başkanlığına talip olmayı üye bile olmazlardı. Her açıdan doğru olan da buydu. Çalışanlar arasında sendikacılık açısından taraf olan yönetici kurumda huzur temin edemez. Çalışma barışını tesis edemez. Tam aksine gruplaşmaların, çatışmaların kaynağı haline gelirler.

Personelden sorumlu bir üst düzey yönetici herhangi bir sendikanın hele hele de yetkili sendikanın başkanlığına talip olduğunda diğer sendika üyelerine karşı nasıl davranır? Onların özlük haklarını sağlıklı ve adil bir şekilde takip edebilir mi? Başkanlığına talip olduğu sendikanın üyeleri ile diğer sendikaların üyeleri arasında tarafsız davranabilir mi? Karşı sendika üyesine hakkını teslim edebilir mi? Yoksa kendi sendikasının haksız üyesini korumaya mı çalışır? Diğer sendika üyeleri bu yöneticiye ne kadar güvenebileceklerdir? Taraf olan bir yönetici verimi artırabilir mi? Başarıyı yükseltebilir mi? Huzuru temin edebilir mi?

Bir kurumda bırakın yönetim kademesinde görevlendirilmeyi bir personelin bir şubeden başka şubeye geçişinde hatta oda değişikliğinde bile nasıl da sendika değiştirmeye zorlandığı görülmüştür.

Tayinlerde ve geçici görevlendirilmelerde de aynı baskı, zorlama metodu uygulanmaktadır.

Farklı sendikalara üye olanlara mobbing uygulanmaktadır. Taciz edilmektedir. Farklı muamelelere maruz kalmaktadır.

*

12.07.2001 tarihli ve 24460 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nda sendika üyesi olamayacaklar şöyle sıralanmaktadır:

Sendika üyesi olamayacaklar

Madde 15 – Bu Kanuna göre kurulan sendikalara;

1. a) (Değişik: 2/7/2018-KHK-703/197 md.) Cumhurbaşkanlığı merkez teşkilatında, bağlı kurullarında ve Diyanet İşleri Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı ile İletişim Başkanlığı hariç olmak üzere bağlı kuruluşlarında, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinde çalışan kamu görevlileri,
2. b) Yüksek yargı organlarının başkan ve üyeleri, hâkimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar,
3. c) Bakanlar, bakan yardımcıları, bu Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların başkanları, genel müdürleri, daire başkanları ve bunların yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri, merkez teşkilâtlarının denetim birimleri yöneticileri ve kurul başkanları, hukuk müşavirleri, bölge, il ve ilçe teşkilâtlarının en üst amirleri ile bunlara eşit veya daha üst düzeyde olan kamu görevlileri, belediye başkanları ve yardımcıları,
4. d) Yükseköğretim Kurulu Başkan ve üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri, üniversite ve yüksek teknoloji enstitüsü rektörleri, fakülte dekanları, enstitü ve yüksek okulların müdürleri ile bunların yardımcıları,
5. e) Mülkî idare amirleri,
6. f) Silahlı Kuvvetler mensupları,
7. g) (İptal: Anayasa Mahkemesi’nin 10/4/2013 tarihli ve E.: 2013/21, K.: 2013/57 sayılı Kararı ile.)
8. h) Millî İstihbarat Teşkilâtı mensupları,

ı) Bu Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların merkezi denetim elemanları,

1. j) Emniyet hizmetleri sınıfı,
2. k) Ceza infaz kurumlarında çalışan kamu görevlileri,
3. l) (Ek: 2/1/2017-KHK-682/36 md.; Aynen kabul: 31/1/2018-7068/36 md.) Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli subay, sözleşmeli subay, astsubay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve sözleşmeli erler,

üye olamazlar ve sendika kuramazlar.

Yukarıda değiştirilen maddeyi görüyoruz. ” ‘il ve ilçe teşkilâtlarının en üst amirleri’ üye olamazlar ve sendika kuramazlar.” Buna göre İl Müdür Yardımcıları ve bunlara eşit seviyede olan yöneticiler sendikaya üye de, yönetici de olabilir. Eskiden İl Müdür Yardımcıları da üye ve yönetici olamazlardı. Doğru olan da buydu. Bu değişiklikle kurumlar tarafsızlığını, objektifliğini kaybetmiş oldular. Bu durumda ehliyeti, liyakati nasıl önemseyeceksiniz? Nasıl adaletli davranacaksınız?