AHISKA NERE,MUŞ NERE,KIRIKHAN NERE MUŞLULAR KIRIKHAN’A NASIL GELDİ « Kırıkhan Olay Gazetesi-Hatay'da Hızlı doğru tarafsız haberciliğin merkezi

21 Aralık 2024 - 17:45

AHISKA NERE,MUŞ NERE,KIRIKHAN NERE MUŞLULAR KIRIKHAN’A NASIL GELDİ

AHISKA NERE,MUŞ NERE,KIRIKHAN NERE MUŞLULAR KIRIKHAN’A NASIL GELDİ
Son Güncelleme :

13 Nisan 2022 - 11:44

Henüz on onbeş yıldır yerleştikleri Muş ovasında zemheri çok çetin geçmiş, bahar yüzünü yeni yeni göstermeye başlamıştı. Kiler niyetine kullandıkları patates kuyusunu, buğday kuyusunu su basmış, tezekleri erkenden bitmiş, çayları şekerleri ve en önemlisi tütünleri kalmamıştı. Yine de konu komşu dayanışma içinde bu zor günler elbet geçecekti. Ama nice bir yıl devam mı etseydi! Bu insanlar son yüzyılda dört kuşak,dört memleket değiştirmek zorunda kalacak Ahıskalılar’dı.

Ahıska’lı Temel Ağa’nın babası sünnet niyetine bıraktığı bir tutam kınalı sakalını sıvazladı ve oğluna seslendi; Kalk oğul bu eller bize yaramaz, kışı çetin, havası ağır, toprağı sağır buraların. Bize güzel bir memleket bul, tebdili mekânda ferahlık vardır. Öyle bir memleket olsun ki havası güzel olsun, toprağı verimli, insanı sevimli olsun. İş olsun, ekmeğimizi taştan çıkaralım.

Karların kalkmasıyla Ahıskalı iki arkadaş olan Temel ve Meheddin düşer yollara, o günün şartları kah bir at arabası ile, kah bir kamyon kasasında Bingöl, Elaziz, Malatya, Antep ve nihayet Kırıkhan. Diyar diyar gezerler yerleşecek yurt ararlar.

Henüz bahar aylarıdır, Kırıkhan 5-6 bin nüfuslu küçük bir kasabadır. Bademler yeni çiçek açmış, ekinler diz boyu olmuş, her taraf yemyeşil, canlı cıvıl cıvıl bir memlekettir. Kırıkhan, Kırıkhan Çayının kenarında, su değirmenlerinin etrafında kurulmuş, tarım, hayvancılık, avcılıkla geçinen önünde analar gibi Amik ovası ve Amik Gölü, arkasında babalar gibi Amanos dağları olan havası, suyu güzel, yemyeşil bir yurt. Temel Ağa çok beğenir Kırıkhan’ı, birkaç esnafla tanışır arkadaş olurlar. Niyetlerini anlatır. Kırıkhan esnafları çok makul karşılar. Özellikle Ahıska’da çektikleri zulümleri dinledikten sonra “durmayın gelin, ekmeğimizi pölüşürüz, acınızı paylaşırız Ahıskalı kardaşlarımız” derler. İki arkadaş geri dönerler. Muş’ta hala sobalar yakılmakta, köylüler her akşam bir evde toplanıp sohbetler edip zaman geçirmektedirler. Artık Gündem Kırıkhan’dır. Temel Ağa Kırıkhan’ı ballandıra ballandıra anlatmakta, açık çaylar ardı ardına kıtlama şekerle içilmekte ara sıra Aşık Reyhani ’den, Sümmani Baba’dan türküler söylenmekte özelliklede “gidirem” türküsü her gün her saat okunmaktaydı. Tabi sık sıkta kendilerini yurtlarından yuvalarından eden, memleketlerini ellerinden alan Kızıl Ruslara kargışlar, lanetler okunmaktadır.

Nihayet karar verilir, köyden üç ev Kırıkhan’a göçecektir. Ellerindeki evi, hayvanları eşyaları akrabalarına emanet bırakır ve üç akraba ev Antepli bir kamyoncuyla anlaşarak kamyon kasasında yola revan olurlar. Bu yolculuk üç gün sürer. Nihayet Kırıkhan’a gelirler. Şimdiki Kanatlı Caddesi civarında eski harabelere sığınırlar. Bu arada köyden yeni yeni ailelerde gelmeye başlar.

Artık yaz gelmiştir. Sıcaklar başlamış tabi sivrisinekler kılıçları çekmiş misafirlerin başlarını beklemekteler. Sabahlara kadar sıcaktan ve sinekten yatamayan Ahıskalılar sonunda dayanamaz ve Kırıkhan kaymakamlığına çıkarlar. Kaymakam devlet babadır, duyarlıdır, dinler çözüm yolları planlar ve Ahıskalıları hem biraz daha serin olur hem de sinek az olur diye şimdiki Muşlu Tepesine yönlendirir. Bu mıntıka biraz yüksek olmasından dolayı serin, birazda sazlıklara uzak olmasından dolayı sinek azdır. Yalnız bir sorun vardır, burada eski ya da yeni hiç ev yoktur. Etraf bağlık, ağaçlık, çalılık kısmen sazlıktır. Ahıskalılar yamaçlara kazma küreklerle küçük küçük mağaralar, tüneller açarlar, üstlerini kamışlarla, sazlarla kapatırlar ve ev niyetine yazı buralarda geçirirler.

Kanatlı Caddesi boyunca amele pazarında beklerler iş olursa gider çalışır, aldıkları birkaç ekmeği evlerine götürürlerdi. Özellikle beyaz altın olan pamuk ekiminde, hasadında, nakliyesinde, işlenmesinde çalışıyorlardı. O yıllar iki yüz kiloluk pamuk dolu haral çuvallarını sırtlarında kamyonlara yükleyen hep Muşlular diye nam yapan Ahıskalılardı.

Bu arada köye sürekli mektuplar yazar, köyden de mektuplar alırlar. Akrabalarını dostlarını davet ederler, yerleşmeye kesin karar verenler Muş’taki evlerini, tarlalarını, hayvanlarını satılığa çıkarırlar. Bu paralarla Muşlu tepesinde arsa alırlar, başlarını sokacak bir göz odalı evler yapmaya başlarlardı. Bu göç 1949 ile 2000’li yıllara kadar sürmüştür. Özellikle 70’li yıllarda büyük kitleler halinde Kırıkhan’a göç yaşanmıştır.

Bu göçlerde önce ilk iki yıl Malatya’ya yerleşen sonra 1950’de Kırıkhan’a ailecek gelen Vezir Deveci ve ailesi ilk yıllar lokantalarda garsonluk, tüccarların yanında hamallık, tarlalarda ailecek amelelik yaptıklarını sonradan kendisine seyyar kebapçı arabası yaptırıp şimdiki PTT’nin yakınlarında dürüm sattığını söyler. Vezir Deveci akabinde Avrupa’ya İşçi olarak gider. Oradaki tüm kazancını Kırıkhan’a yatırır. Asla Kırıkhan’dan vazgeçmeyen bir Kırıkhan sevdalısı olur. Vezir Deveci ‘ye ne zaman Kırıkhan’lı oldunuz ya da oldunuz mu diye sorduğumda; Derin nefes aldı, düşündü, efkarlandı ve; cenazelerimizi buraya gömdük, kız aldık kız verdik, akraba olduk, tüm yatırımlarımızı buraya yaptık, gerimizde hiçbir şey ve hiç kimse bırakmadık. Çocuklarımız burada oldu, gençliğimiz burada geçti. En önemlisi nedir Hoca bilir misin buralı olduğumuzun kanıtı, dedi; İlk geldiğimiz yıllar Barak Türküleri dinleyemezdik, tuhaf gelirdi bize sonra sonra Barak Türküleri dinlemeye hatta söylemeye başladık, düğünlerimizde Halebi oynamaya başladık ve tamam dedik, biz Kırıkhan’lı olduk.

Ahıskalılar için ilk otuz kırk yıl Kırıkhan gayet güzel, çalışma imkânları ticari hayatı canlı bir yurt iken, özellikle tarımda makineleşme, artan nüfus gibi etmenlerden son yirmi yıldır tekrar bir göç yaşamaya başlamıştır. Özellikle Bursa’ya, İzmir’e, İstanbul’a büyük göçler olmuştur. Ama şu bir gerçektir ki gurbetteki tüm Ahıskalılar memleketimiz Kırıkhan der, Kırıkhan hasreti çekerler. Cenazelerini buraya defneder, düğünlerini burada yapar, her bayram akın akın buraya ziyarete gelmeye devam ederler. Bu arada Kırıkhan’ı keşfederek Ahıskalılar buraya gelmeye teşvik eden Temel Ağa birkaç yıl kaldığı Kırıkhan’da tutunamamış Muş’a geri dönmüştür.

Bu gün Kırıkhan’da yaşamın her alanında hemen her kesiminde Ahıskalılar yerlerini almış, siyasetten bürokrasiye, ticaretten, sanata varlıklarını sürdürmekte, vatan sevdalısı, demokrasi ve cumhuriyet aşığı, devletin değerini bedel ödeyerek öğrenmiş güzide bir topluluk olarak yaşamaktadırlar.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.