ARAŞTIRMACILARIN DURUMU « Kırıkhan Olay Gazetesi-Hatay'da Hızlı doğru tarafsız haberciliğin merkezi

22 Aralık 2024 - 06:43

ARAŞTIRMACILARIN DURUMU

ARAŞTIRMACILARIN DURUMU
Son Güncelleme :

30 Ağustos 2024 - 10:45

Sağlık Bakanlığında 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bir gecede Araştırmacı edilerek maddi-manevi çok büyük mağduriyetlere maruz bırakılan binlerce Yöneticinin durumunu anlamak için aşağıdaki hikâyede kaza geçiren çocuğun yerine Araştırmacıyı koyun biraz empati yapın ve öyle düşünün ey yöneticiler.

*

OKUMADAN GEÇME!

 

Belediye başkanı‚ geniş-rahat makam koltuğunda huzursuzca kımıldandı. Sesine daha bir otorite katarak kapıdaki ihtiyara seslendi;

-Ne istiyorsan‚ söyle amca!

-Şey‚ efendim. Benim bacaklarından özürlü bir torunum var.

-Anlaşıldı anlaşıldı. Belediye aracılığıyla dağıtılacak tekerlekli sandalyeleri duydun‚ ondan istiyorsun. Kusura bakma‚ sayısı az. Başvurular alınacak‚ sonra kura çekilecek. Şansına artık.

-Yok efendim‚ onun için gelmedim. Torunumun tekerlekli sandalyesi var.

-Eee… derdin nedir öyleyse?

-Tekerlekli sandalyesi var da‚ rahatça dolaştıramıyoruz. Başka şehirlerde belediyeler yardımcı oluyormuş. Onlara uygun otobüsleri veya dolmuşları oluyormuş. Ama bize şimdilik kaldırımları düzenleseniz yeter. Kaldırımların başlangıcıyla sonuna bu arabalarla kolayca geçilecek yerler yapsanız diye talepte bulunacaktım.

-Oooo amca‚ her gelenin bir talebi var. Belediye boş mu duruyor sanıyorsun. Çoğu yerin kaldırımı bile yok‚ önce onlarla uğraşmalıyız. Hele bir tüm kaldırımları bitirelim‚ birkaç sene sonra da ek bütçe olursa‚ kaldırım girişlerine baktırırız. Öyle he demeyle olmaz her iş.

-Ama birkaç sene demek‚ torunumun ve onun gibi yaşamak zorunda olanların‚ en güzel çağlarını evde hapis geçirmesi demek.

-Bak amca‚ ben koskoca belediye başkanıyım. Herkese bu kadar vakit ayırırsak işimiz var.

O sırada başkanın yardımcısı telaşlı bir halde içeri girdi;

-Efendim trafikten aradılar!

-Noldu büyük bir kaza mı olmuş? Çok ölen mi olmuş‚ nedir bu telaşın?

-Bir çocuğa araba çarpmış.

Başkan sakinleşerek‚ koltuğuna doğru adım attı.

-Ne yapayım yahu‚ her kazaya belediye başkanı mı koşacak. Amca sen de çık artık. Görüyorsun işlerimiz var.

İhtiyar adam‚ boynu bükük dışarı yürüdü. Başkanın yardımcısı devam etti;

-Efendim‚ …çocuk‚ …çocuk sizin torununuzmuş.

Belediye başkanı‚ sendeleyerek koltuğuna oturdu. Gözünün önünde önce torununun gülen yüzü canlandı‚ sonra da tekerlekli bir sandalyede ağlayışı.

Titrer gibi bir sesle;

-Az önce çıkan ihtiyarı çağırın çabuk.

İhtiyar adam kapının önündeki koltukta başı önde oturuyordu. Çağrılınca içeri biraz heyecan‚ biraz çekingenlikle girdi;

-Buyrun.

-Amca‚ söz veriyorum kaldırımları yaptıracağım ama nolur beddua ettiysen geri al.

-Kırıldım ama beddua etmedim.

-Nolur o zaman‚ torunum için dua et.

O esnada telefon çaldı‚ başkanın uzanmayacağını anlayan yardımcısı telefonu açtı‚ sonra başkana uzattı;

-Kızınız arıyor efendim.

Kötü haber bekleyen başkan‚ dudaklarını ısırarak konuştu;

-Aaa.. aloo

-Baba‚ az önce kızıma araba çarptı ama…

-Eee.. evet‚ durumu nasıl? ..ba..bacak..ları

-Merak etme‚ sadece burnu kanamış. Biz hastanedeyiz‚ duyar da merak edersin diye aradım.

Başkan ağlayışı duyulmasın diye hızla kapattı telefonu.

Yardımcısı diğer telefonu uzattı;

-Efendim diğer telefonda emniyetten arıyorlar. Kazayı yapan şoförü tutuklamışlar. Şikâyet tutanağı için bekliyorlarmış‚ aileden birinin gelmesi gerekiyormuş.

Başkan‚ hâlâ kapıda bekleyen ihtiyara dalgın dalgın baktıktan sonra;

-Bıraksınlar‚ gitsin. Makamın hırsına kapılıp‚ burnumuz büyüyünce‚ Mevla’mın bizi ikaz için gönderdiği bir vesile o. Biz alacağımız dersi aldık‚ onun bir suçu yok‚ suç bizim. Şikâyetçi değiliz‚ bıraksınlar…

 

Şimdi anladınız mı Araştırmacıları?…

 

***

 

Yeniçağ-24.08.2023, Saat: 00.18

 

AKP’Lİ ESKİ BAKAN HÜSEYİN ÇELİK’TEN İKTİDARIN EĞİTİM POLİTİKALARINA ELEŞTİRİ: S.O.S. VERİYOR

 

AKP’nin kurucuları arasında yer alan ve 2003-2009 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı yapan Hüseyin Çelik, iktidarın milli eğitim politikalarını eleştirdi.

Çelik, “Benim dönemimde yüzde 51 olan memnuniyet oranı yüzde 21’lere düştü” dedi.

Çelik ayrıca yeni bakanların, milli eğitimde uzmanlaşmış personeli işten uzaklaştırarak kurum hafızasına zarar verdiklerini ve uzaklaştırılan personeli de havuza alarak çok sayıda ‘bankamatik memuru’ yarattıklarını belirtti.

Hüseyin Çelik’in Serbestiyet’te yer alan “Eğitim S.O.S. Veriyor” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Eğitim alanındaki problemimiz, eğitimin fiziki mekanları, alet edevat meselesi değil; mesele, eğitimin ruhunun olmaması. Genel olarak insan kaynakları yönetimimiz berbat vaziyette.

AK Partili bir bakan göreve başlayınca iktidar değişmiş gibi tepeden tırnağa bürokratları değiştiriyor. Eskiler henüz işe alışmış ve ısınmışken gidiyor, yerlerine gelen yeniler, epey bir süre acemilik ve bocalama devresi geçiriyor. Onlar işe tam hakim olmaya başlayınca bakan değişikliği rüzgarı onları da ‘havuza’ atıyor.

 

‘BİNLERCE YETİŞMİŞ EĞİTİM YÖNETİCİSİ ‘HAVUZA’ DÖKÜLMÜŞ DURUMDA’

Bugün Milli Eğitim Bakanlığı’nın kurumsal hafızası olan binlerce yetişmiş eğitim yöneticisi, sonbaharda dökülen gazeller gibi ‘havuza’ dökülmüş durumda. Bu insanlar elini soğuk sudan sıcak suya koymadan, çoğunlukla da evde oturarak maaş alıyor. Artık maaş almak için bankamatiğe gitmeye bile gerek yok. Hesaba yatırılır yaptırılmaz mobil telefon aracılığıyla maaş kullanıma hazır. Zaten artık onların adı ‘Havuz’ personelidir.

Her türlü israf kötü ve haram olmakla beraber bana göre en büyük israf, yetişmiş insan israfıdır. Eskiden, üst düzey bürokratlar görevden alındığı zaman APK uzmanı olarak atanıyordu. Her bakanlığın APK birimi, o zaman bankamatik elemanları ile dolu idi. APK’nın açılımı ‘Araştırma, Planlama ve Koordinasyon’ idi ama uygulamada bu ‘Al Paranı Kaybol’ anlamına geliyordu.

Artık APK diye bir birim yok. Şimdi görevden alınanlar ‘araştırmacı’ olarak atanıyor.

İşsiz, güçsüz, kenara atılan kimselere bu unvanın verilmesi, araştırma kavramının içini ne kadar boşalttığımızı gösteriyor.

 

‘ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜ GÜL GÜLİSTAN GÖSTEREN ASLA DOSTUNUZ DEĞİLDİR’

Bunlar, anlayanlar için dost uyarısıdır. Mevlana, ‘iyi bir dostu olanın aynaya ihtiyacı yoktur.’ der. Dost yüzünüze ayna tutandır. Birileri size çürümüşlüğü gül gülistan gösteriyorsa bilin ki, o sizin asla dostunuz değildir.

Benden sonra gelen 7 bakanın, mevcut bakan arkadaşımız hariç, hepsine hayırlı olsun ziyaretine gidip, kendilerine bir telefon mesafesi kadar uzak olduğumu, destek olmak amacıyla bana bir şey düşerse seve seve üzerime düşeni yapmaya hazır olduğumu ifade ettim. Yeni bakan arkadaşımıza da gidip aynı vazifemi yapacağım.”

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.