Yazın bereketi, nimetlerin çoğalması
İnsanların akıl almaz cafcaflı yaşantısı
Meyveye duran ağaçların şımarması
Sebzelerin yüklerinin altında kalması
Kibirden yere bakmayanların artması
Yaratmada küçük dağların paylaşılamaması
Doğup büyüdüğü ocakların beğenilmediği
Hayata başlanan yerlerin unutulduğu
Geldiği makamın altında ezildiği
Sıra dışı ne varsa hepsinin birer bir ortaya çıktığı…
Sanki;
Beklenmedik şeylerin habercisi
Yaşanmadık durumların ayak sesleri
Ve Öncüleriyle gelmişti , bu kış…
Gidişat öyle yerlere götürüyordu ki bizi…
Dalında emanet duran meyvenin
Gösterişli ve abartılı açan çiçeğin
Ait olmadığı yerde duran saksının
Hak etmediği gönlü işgal edenin
Evcilik oynayan annelerin
Kalıbının altında ezilen uluların
Tel tel dökülüp iflas ettiği…
Ve… Ortalığın paklanacağı haberiyle gelmişti, sanki bu kış…
Sağlam ağaç kolay yetişmiyor, dostum…
Kışa dayanıp, borana katlanacak
Bin bir felakete direnecek
Kaybettikleriyle yok olmayacak
Toprağa sımsıkı sarılacak
Kavuşacağı baharın ümidini taşıyacak ki;
Güzel günlere ulaşabilsin…
Bu kış sahiden çok sert geçti çok..
İki perdelik hayatların , rahatlatan arası
Zorlu geçen yarışın, dinlendiren son molası
İkinci baharın müjdecisi, habercisi
İhanet edenlerin yok olma sahnesi
Gibi geçti, gitti bu kış…
İyi niyetlilerin hayata direnmesi
Kötülerin yaptıklarıyla yüzleşmesi
Hak üzere olanların vazgeçmemesi
İçin de bir fırsat oldu bu kış…
Ve…Sonların en güzeli de;
Bu da geçer Ya Hu diye diye…
Nisanın en son ve en temizleyici yağmuruyla
Bunlar da geçti, bitti ve gitti…
Bu kış sahiden çok çetin geçti çook..