Kırıkhan yönünden Aktepe’ye girişte keskinliğiyle meşhur Yuvalı virajının tam ortasından Nur dağlarına doğru bir yol ayrılır. İlk etapta Alabalık tesislerinin reklamının yapıldığı kocaman tabelalar çıkar karşınıza. Bu yol sizi önce Yuvalı köyüne ulaştırır. Oradan batıya doğru hafifçe tırmanmaya başlarsınız. Akkaya çevresinin sularını toplayan Deliçay’ın oluşturduğu derin vadi içerisinde zakkum çiçeklerinin keskin kokusunu teneffüs ederek kocaman çınarların tatlı gölgesinde 4 km daha kıvrılarak yol alırsınız. Gökyüzünden başka hiçbir yeri göremediğiniz bu kuytu sulak yeşil ve serin yer Hassa ilçesinin en uç köylerinden biri olan Demrek köyüdür. Ancak buraya köy demek için en az bin şahit ister. Çünkü burası oğlunu kızını evererek tek başına kalan bir aileyi hatırlatır. Şu an 3-5 ev ikamet etmekte tabiri yerinde ise bunlar da köyü ve ismini muhafaza etmektedir. Yaşlıların verdiği bilgiye göre: “Demrek köyünün aslı, şimdi bir mahallesi olan Deliçay’a Kırıkhan tarafından girişte sağ alt taraftaki höbür şeklindeki kireçli yapılı kayalık alanda kurulan tarihi ‘güllü’ köyüdür. Bu çevrede köy mezarlığı ve değirmen kalıntıları hala mevcuttur. 1800’lü yıllarda görülen salgın ishal hastalığı nedeniyle burası terk edilir. Hastalıktan kurtulan aileler şimdiki Demrek köyünün olduğu bir yere yerleşir. İlk yerleşen aile Deliçaylıların atası olan Hüseyin Ağa’dır. Ağanın Selim isimli oğlundan Yılmaz Gökçek Erdoğan; Ömer isimli oğlundan Andı; Mehmet isimli oğlundan Ceri ve Aracı; Musa isimli oğlundan ise Çil ve Erden aileleri meydana gelir. Tarihi ipek yolu köyün alt tarafından geçer. Bu güzergâhta Baç kalesi de yer alır. İpek yolunun bir ucunun köyün içerisinden Akkaya’ya doğru Ak oluk, Kara oluk, Şıvlankaya, Değirmendere ve İskenderun’a doğru geçtiği söylenir. 1. Dünya savaşının yenilgisinin ardından işgal edilen topraklarımız için 1920 Eylül’ü ve 1921 Ocak aylarında bu köyün sınırları içerisindeki eski Güllü köyünün olduğu Boklukaya’da Fransızlarla yöresel çaplı savaşlar yapılmıştır. Köy halkından merhum Zahit İşgören hocanın ve Eğribucak köyünden Çanakkale gazileri dedem Hacı Abdullah Antep ve kardeşi Hacı Bostan Antep’in de katıldığı bu savaşların birincisinde Fransızlar hüsrana uğratılır. İkincisinde ise cephanesi biten mücahitlerimiz savaştan çekilmek zorunda kalır. Nur dağlarının gölgesine sığınan bu tenha köy nüfusu arttıkça kabına sığmaz olmuş ilk olarak 1960 yılında çevresine taşmaya başlamış. Tarım alanlarına daha yakın yerlere göç etmeye başlamışlar. Bir kısım aileler Karadağ’ın dibindeki pınarın çevresinde Demrek Gölü mahallesini kurmuş. Çevresini ıslah ederek geniş bahçelikler oluşturmuş. Bir kısmı Toplu adı verilen yere akın etmiş orada badem ve üzüm bağları yetiştirmiş ve bir kısmı da önceleri büyükbaş hayvanların otlak alanı olan Deliçay’a göç etmiş. Deliçay şuan köyün muhtarlık merkezi durumundadır ve kalabalık nüfusunu barındırmaktadır. Demrek köyü nerdeyse Deliçayla özdeşleşmiş ve Deliçay ismiyle anılmaya başlamıştır. 40 km’lik Hassa Kırıkhan yolunun tam ortasındaki, yol üzerinde bulunan Deliçay konuşlandığı yer itibariyle oldukça önemlidir. Başlıca gelir kaynağı olan tarımın yapıldığı verimli araziler ve hayvancılık için önemli olan mera alanları bu çevrede yer alır. Çevrenin ilk tarım ürünlerini Deliçaylılar yetiştirir. Hatta ilkbaharın müjdecisi olan badem çiçekleri yılın ilk gülücüklerini buradan atar. Modern tarım yapıldığında, normal vaktinin öncesinde ve sonrasında seracılık ve turfandacılık yaygın şekilde yapılır. İklimin uygunluğu ve son zamanlarda yapımı tamamlanan Göletin varlığı tarım faaliyetine hız katar. Köy halkının hamaratlığı ve çalışkanlığı dillere destandır. Yetiştirdiği tarım ürünleri arasında Mandalina, portakal, nar, erik gibi meyveler ve fasulye gibi sebzeler önemli yer tutar. Gökyüzüne doğru kalem gibi uzanan kavaklar, kudret lokması takdim eden leziz dutlar ve kokusuyla bahara ayrı bir güzellik katan portakallar ve narlar köye apayrı özellik katar. Hayvancılığın da köy için ayrı bir önemi vardır. Demrek, Hassa ilçesinin nüfusu en kalabalık köylerinden biridir. Değişik şehirlerde ikamet eden nüfusu da haylice fazladır. Geleceğini iyi hesaplayan ileri görüşlü zeki insanların sayısı hatırı sayılır şekilde mevcuttur. Rahmetli Beyazıt Andı Ağa gibi zatlar evlatlarını okutmak suretiyle çevrede önemli bir çığır açmıştır. Sahasında uzman olan Mehmet Andı, İnayet Andı, Ali Andı ve Mustafa Erdoğan gibi baştabiplik yapan doktorlarımız bu köyün iftihar vesilesidir. Hastalarının ve yakınlarının hayır duasını alan bu güzide insanlara hayırlı ömürler diliyoruz. Kırıkhan Lisesi’nde aynı sınıfta aynı sırayı ve mütevazı bir evde aynı odada aynı ranzayı birlikte paylaştığım değerli dostum Kasım Erdoğan gibi zeki bir kişiyi de bu köy yetiştirmiştir. İTÜ’nün elektrik mühendisliğini bitiren bu dostum matematik dersinde bazı hocaların hatasını bulacak kadar zeki, fizik ve kimya dersi verecek kadar bilgili idi. Ayrıca bu köyden hizmetleri alkışlanacak birçok mühendis, hukukçu, eczacı, öğretmen, polis ve askeriye mensubu da yetişmiştir. Kırıkhan’da marketçilik sahasında ilklere imza atan merhum Ali Acan Beyefendiyi de rahmetle anmak gerekir. Pilot Mustafa İşgören Beyefendi de köyün medarı iftiharı olarak Türk semalarında uçuşunu devam ettirmektedir. Öğretmenlik yaptığım okullarda Demrekli öğrencilerimi hep zeki, gayretli ve en zoru başaran kişiler olarak tanıdım. Havasından mı, suyundan mı, yoksa irsiyetten mi geliyor bilmiyorum. Allah nazardan saklasın! Deliçaylıların zekâsını ölçen bir olayı kendi torununun anlattığı şekliyle paylaşmak istiyorum: Köyün ileri gelenlerinden biri bir gün Kırıkhan’da Aktepe dolmuşuna biner. Aktepe’ye gelmeden Deliçay’da inecek olan bu amcadan muavin Aktepe kirasını alır. Bu duruma içerleyen zat şoföre az beklemesini söyler. Yol kenarından aldığı kocaman bir taşı kendi terk ettiği koltuğa koyar ve bunu Aktape’ye kadar götüreceksin diye tembih eder. İlk yerleşim alanı olan Demrek’teki terk edilmiş mekânın ıslah edilerek Aktepe ve Kırıkhan çevresinin en gözde piknik, restoran ve dinlenme alanı haline getirilmesi bu köylülerin kıvrak zekâsının ürünü olası gerek. Şuan burası çevre yerlerin en temiz, en serin ortamlarından biridir. Havuzda özel olarak yetiştirilen alabalıklar, devasa çınarların koyu gölgelerinde, tertemiz akan buz gibi derenin çardakları üzerinde servis ediliyor. Sıcaklıktan ve gürültüden kaçarak dinlenmek isteyenler için çok nezih ve nefis bir ortam hazırlanmış. Özel misafirlerinize, dostlarınıza ve aile etrafında bu gözde mekânda ikramlarda bulunabilirsiniz. Deliçay İlköğretim Okulu’nun müdürü eski mesai arkadaşım değerli dostum Ömer Kocaman Beyin ısrarlı şekilde balık yeme teklifini kabul mü etsem yoksa! Ama bir şartla, Hatay Keşif Dergisi’nin değerli ekibini de davet ederse!