Harap olmuş bir şehrin sokaklarında
Savaş görmüş gibi geziniyorum
Ağaçlar yaprak dökmüş topraklarında
Hazan görmüş gibi seyrediyorum
Etraf darmadağın evler virane olmuş
Kafalar karışmış sanki divane olmuş
Çil yavrusu gibi her biri bir tarafa
Azı burda kalmış çoğu gitmiş etrafa
Hicran gurbet hicret iç içe yaşanıyor
Onulmaz bu yara durmadan kanıyor
Fırsatçılık yol bulmuş hayat ateş pahası
Meydan sülüklerin mikropların sahası
On katına çıkmış evlerin kirası
Dostluk bitmiş insanın yüzkarası
Küçük büyüğüne eyvallah etmiyor
Ana baba kimmiş yanlarına gitmiyor
Deprem sonrası bitti artık akrabalık
Allah aşkına nedir, nedir bu kabalık
Verha sallıyor Rabbim kendine gel diye
Yoksa beterini verir ibret al diye
Akıl insanda en büyük bir nimet
Onu iyilikte kullanmalı elbet
Şu yıkık şehirde kırık kanat geziyorum
Hayata tutunmak için hayata gülümsüyorum
Elimden bir şey gelmiyor sadece üzülüyorum
Mevla neylerse “hayır” yapar biliyorum
Ümitsiz değilim sadece ona güveniyorum