Kendinizi soğuk bir kış gününde soğuktan korunmak için bir kaputa sığınmış olarak hayal edin kimileri sizden nefret ediyor kimileri onlar üşümez diyerek işin içinden çıkıyor kimse bilmiyor tir tir titrerken az da olsa ısınabilmek için oraya girdiğinizi sonra şanslı iseniz bir şey olmadan çıkıyorsunuz ordan, bir sonraki gecenin hesabını yaparak ama şanslı olanlardan değilseniz acı tüm bedeninizi sarıyor, araba çalışırken içinde kalmışsınız kimse de fark etmemiş, fark etseler bile bir şey yapmamışlar sizi acılı bir ölüm terk etmişler.
Çok açsınız ve deli gibi susamışsınız eskisi gibi yiyecek bulmak su bulmak kolay değil her yer insan her yer beton eski çayırlar, ovalar yani yaşam alanınızdan eser kalmamış, çoğunun umurunda değilsiniz, bazısı onlar aç kalmaz deyip açlıktan ölmek üzere olan sizi açlıktan ölmüş kardeşlerinizi yok sayıyor.
Bir de bunlar yetmezmiş gibi size dost görünenler var bir poşet dolusu kemik getirmiş sorgulamadan sevinçle ve müteşekkir gözlerle yumuluyorsunuz yemeğinize çok geçmiyor şiddetli ağrılar kramplar ile kasılıyor vücudunuz ağzınızdan köpükler çıkıyor. Zehirlemişler sizi.
Şehirler kalabalık her yerde tehlike kol geziyor yaşamak çok zor daha küçük yaşta itilip kakılmaya başlamışsınız, kimi geçerken tekme atmış, kimi zevk olsun diye kulağınızı kesmiş, kimi sopalarla dövmüş, kimi arabayla üzerinizden geçmiş ve arkasına bile dönüp bakmamış hor görülmüşsünüz sanki sizin bir canınız yokmuş gibi davranılmış sanki sizin duygularınız yokmuş gibi size sapkınlıkla yaklaşan o sapıkların iğrençlikleri karşısında göz yaşlarınız kimsenin umurunda olmamış en acısı ise ne siz kendinizi savunabilmişsiniz ne de bir başkası savunmuş sizi.
İnsanoğlunun en büyük hatası her şeye ve her yere sahip olacağını düşünmesi ve bunu yaparken de koca bir eko sistemi göz ardı ediyor olması. Kendimize yarattığımız bu dünyada bizden başka yaşayan canlı yokmuşçasına hayatımızı sürdürüyoruz. Aç kalan, içecek bir damla su bulamayan, insanlar tarafından zulmedilen; yakılan, parçalara ayrılan, zehirlenen, her türlü sapkınlığa alet edilen bu canları yok sayıyoruz. Bizlere hiçbir zararları olmayan bu canların hak ettiği bu değil. Yıl olmuş 2021 ama bizler hala Hayvan Hakları Yasasını tartışıyoruz ve ceza alan ise sadece hayvanlar. Hayattan koparılarak ya da uzuvlarını kaybederek…
Sokakta gördüğünüz yaralı bir cana ne zaman yardım ettiniz ne zaman onları beslediniz ya da ona zulmedenlere ne zaman ses çıkardınız.
Bu hayvanların bize ihtiyacı var bencilliğimize ve umursamazlığımıza değil. Yılda binlerce hayvan öldürülüyor hem de çoğu bakımını ile mükellef oldukları belediyeler tarafından çözümü toplu olarak zehirlemede bulan bu sadece isimden ibaret olan kurumlar ne zaman farkına varacak bunun katliam olduğunun ne zaman sesimiz daha çok duyuracağız?
Hayvanlar her gün zulme uğruyor her gün işkenceye mağdur kalıyorlar dertlerini anlatamıyorlar diye görmezden geldiğimiz acılarına yüz çevirdiğimiz bu canlılar her birimizin, tüm insanlığın sorumluluğu kendimize bunu hatıralatalım.
Gün geçtikçe biz insanlar için iyileşen yaşam şatları bizim için ne kadar iyiye giderse hayvanlar için o kadar kötüye gidiyor sadece kendini düşünen hatta bunda aşırıya kaçıp yazdan yaptığımız kışlık yiyecekler dolaplarımızı dolduğumuz gıdalarla bugünümüzü yarınımızı ve hatta tüm bir yılı geçireceğimiz yiyeceği istiflerken dışardaki hayvanlar açlıkla, günü geçirecekleri yemeği aramakla savaşıyorlar. Şehirleşmeyi betonarme hayatı her yere götürdük ne bir akarsu ne bir su oluğu ne de bir çeşme var artık.
Birçok sokak hayvanı çöplerin başında yemek arıyor kirli, bakımsızlar ancak şunu sorgulayın lütfeder gibi çöplerimize tamah etmesini istediğimiz bu hayvanlar nasıl karınlarını doyuruyor, içecek bir kap su bile bulamazken diye.
Eğer bu yazıyı okuyorsanız lütfen birkaç saniyenizi ayırın ve bunu düşünün bencilliğimizi düşünün, merhametsiz insanları ve hayvanlara işkence eden insanlara nasıl sessiz kaldığımızı düşünün, kimseye bir zararları olmayan bu hayvanların nasıl da hor görüldüğünü düşünün, tek istedileri kendi hallerinde yaşayıp gitmekken canice öldürüldüklerini düşünün. Onlara bakmakla yükümlü olan belediyelerin korumak tedavi etmek yerine onları topluca öldürdüklerini düşünün. Düşününce fark edeceğiz düşününce daha iyi anlayacağız ne kadar zor şu hayatta dilini bilmediğin dünyada kimseye kötülüğün olmazken istenilememeyi ve hayattan koparılmayı.
Değerlerinizi düşünün, inancınızı hatırlayın, vicdanınızı dinleyin, aklınızla iyileştirin kalbinizle sevin. Çünkü tüm hayvanların bize ihtiyacı var.