HEKİM YÖNETİCİ « Kırıkhan Olay Gazetesi-Hatay'da Hızlı doğru tarafsız haberciliğin merkezi

21 Aralık 2024 - 15:42

HEKİM YÖNETİCİ

HEKİM YÖNETİCİ
Son Güncelleme :

06 Eylül 2024 - 15:12

Sevgili öğrencim Ercan Mattaoğulları, Sağlık Memurları Derneği Hatay İl Temsilcisi olarak 19 Temmuz 2012 tarihinde Personel Sağlık.net’te “Sağlık Bakanlığı Sadece Hekim Bakanlığı mıdır?” sorusunu sorarak şöyle diyordu:

“Sağlık Bakanlığı salt Hekim bakanlığı mıdır? Sağlık Bakanlığında sadece hekimler mi çalışmaktadır? Sağlıkta Dönüşümün mimarları hekimler de, sözüm ona diğer sağlık çalışanları da bu mimarların eli altında inşaat amelesi midir? Her zaman Sağlık Hizmetlerinin bir ekip işi olduğundan dem vuran yetkili ağızlara inat bu ikilem de neyin nesi oluyor? Bunu idrak etmekte bir sağlık çalışanı olarak zorlanıyorum. Evet doğrudur hekimlerimiz bize göre, yani bir hemşire, sağlık memuru, ebe, sağlık teknisyeni, fizyoterapist, psikolog, sosyal çalışmacı vs. unvanlı sağlık personellerine göre daha zorlu ve meşakkatli bir tıp eğitim alıyorlar bu inkâr edilemez bir gerçektir. Ama bir ameliyathane düşünün nasıl ki bir cerrah, anestezi teknisyeni, hemşire olmadan cerrahi bir operasyonu yapabilir mi? İşte sağlık hizmetlerinin ekip olmasının bariz bir tezahürüdür bu örneğimiz. Yine bir acil servis düşünün ki bir hekim hem acil tıbbi müdahale hem de acil tıbbi tedavi aynı anda yapabilir mi? Elbette ki yapamaz. Nihai olarak acil sağlık hizmetleri profesyonel eğitim almış bir ekibin yapabileceği bir iştir. Bunların görmezden gelindiği sağlık işgücü ve ücretlendirme politikası ve hekim unvanlı olmayan sağlık çalışanlarının adeta cezalandırıldığı performans ücret sisteminin üstüne tuz biber olduğu bu tür uygulamalar gerek kamu gerekse özel sağlık sektöründe olan hekimlerle hekim dışı sağlık çalışanları arasında ciddi sosyoekonomik bir güven bunalımı meydana getirmektedir.”

*

Sağlık Bakanlığı hiçbir zaman gerçek manada “Sağlık Bakanlığı” olamamıştır. Zira bu bakanlık hep “doktor bakanlığı” olmuştur. Çünkü hâkim anlayış doktorlardan gelmektedir. Sağlıkla ilgili ciddi bir eğitim almalarına karşın yöneticilikle ilgili hiçbir eğitim görmemişlerdir. Tıp fakültelerinde yöneticilikle ve mevzuatla ilgili üç sayfalık bir bilgi dahi verilmemektedir. Sağlık Bakanlığında merkez ve taşra olmak üzere bütün kilit noktalarda doktor görev yapmaktadır. Dolayısıyla mesleki dayanışma duygusu ön plana çıkıyor. Türkiye genelinde bakanlıkta çalışan doktor sayısı çalışanların tamamının kaçta kaçıdır? Sanki ezici bir çoğunluğu doktormuş gibi hissedersiniz. Oysa çok azı doktordur. Bu hâl de çalışma barışını bozmaktadır. Aslında bundan dolayı çalışma barışı kurulamamaktadır demek daha doğrudur. Hâlbuki sağlık hizmeti bir ekip işidir. Ekip olmadığı takdirde tek başına doktor her zaman yeterli olmuyor. Bakınız, bir Millî Eğitim Bakanlığının yüzde doksandan fazlası öğretmen olmasına rağmen bu bakanlık “öğretmen bakanlığı” değildir.

Yıllardır İl Sağlık Müdürlüğü’nün düzenlemiş olduğu aday memurların eğitimi programında değişik konularda ders verdim. Bu derslerde zaman zaman özellikle hekimlere yönelik olarak şunu söyledim: “Hekim olarak sizler bu teşkilatta potansiyel yönetici adayısınız. Her an herhangi bir sağlık kurumunda ve kuruluşunda yönetici olabilirsiniz. Tıp Fakültesi’nden mezun oldunuz, bir Sağlık Ocağı’na atandınız, oranın sorumlu hekimi olursunuz, Sağlık Ocağı’nı ve orada çalışan personeli yönetirsiniz. Hastaneye gidersiniz, orada Başhekim Yardımcısı veya Başhekim olabilirsiniz. İl Sağlık Müdürlüğü’ne gelirsiniz, Şube Müdürü, İl Sağlık Müdür Yardımcısı veya İl Sağlık Müdürü olabilirsiniz. Bakanlıkta herhangi bir yönetici pozisyonuna gelebilirsiniz. Bu manada önünüzde bir engel yoktur. Okulda yöneticilikle ve mevzuatla ilgili ders okumadınız. Onun için kendinizi geliştiriniz. Kanunları, yönetmelikleri, kısaca mevzuatı biraz okuyunuz, kavrayınız. Bilmezseniz yanlış yaparsınız, yanlış yaptırırlar. Bu yanlışlıklar hem sizi hem de personeli ve dolayısıyla kurumu sıkıntıya sokar.”

Sağlık hizmetlerinde yönetici eğitimi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla mezuniyet sonrası yönetici eğitimi verilmelidir.

Teknik ve idari yönetici kadroların, daha becerili insan kaynakları yönetimi konusunda eğitimine daha fazla ağırlık verilmelidir.

Bütün yöneticiler, pozisyonlarının seviyesine göre yönetim becerileri konularında düzenli ve zorunlu olarak eğitilmelidir.

Bugün özellikle büyük hastanelerde çok büyük bütçeleri yönetiyorlar ama ekonomi ve işletme bilgileri yoktur başhekimlerin.

Son yıllarda hekimler bu eksikliklerini gördükleri için değişik üniversitelerde ekonomi ve işletme eğitimi de almaya başladılar. Bu da iyi bir gelişmedir.

*

ASLAN PAYI KİMİN?

Bakanlıkta ve yetkililerde “Sosyal adalet” lâfından geçilmiyor!

Peki, nedir onların anladıkları sosyal adalet?

Nakledeceğimiz hikâye bunu anlatıyor.

Aslan, eşek ve tilki ava çıkmışlar ve bir geyiği avlayıp gelmişler.

Aslan “Şunu‚ âdil bir şekilde pay edin” diye emretmiş.

Eşek, avı üç eşit parçaya bölmüş, herkesin payını vermiş ama aslan beğenmeyip kükremiş:

“Hani benim aslan payım?”

Eşek, eşekliğinden olacak anlamamış:

“Ne demek aslan payı?”

Aslan kızıp, bir pençede eşeği parçalamış, sonra tilkiye dönmüş:

“Hadi, sen pay et.”

“Efendim” demiş tilki “Sizin olduğunuz yerde pay etmek ne demek? Hepsi sizin, buyurun!”

Aslan hayretle sormuş:

“Sen bu âdil paylaşmayı nereden öğrendin?”

Tilki, cansız yatan eşeği göstererek:

“Eşeğin akıbetinden öğrendim efendim” demiş “Bunun adına da sosyal adalet diyorlar!”

Sağlık Bakanlığında da Aslan payı hep doktorlarındır.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.