Bazı türküler vardır; ilk dinlediğinizde “hadi be!” dersiniz. Ben de, “Manda yuva yapmış söğüt dalına” türküsünü ilk dinlediğimde “Hadi be!” dedim; “Böyle saçmalık olur mu?” O zamanlar gençtik. Bizim için dünya tozpembe idi. Bir çift gözün büyüsüne kapılır, derin hülyalara dalardık. O zamanlar gençtik. Türkü dinlerdik. Sevda türküleri. Bazen böyle türkülere de gülerdik. Kırıkhan’ın llıkpınar köyüne her gittiğimde, dostlarımın övgüyle sözünü ettikleri manda yoğurdu ya da camız yoğurdu, sütü, kaymağından tadarım. Manda yoğurdunun harika lezzetini hangi kelimelerle anlatacağımı bilmiyorum. Ahmet ağabey ile yoğurt için bir formül bulduk. Muhtarlık için “icazet alma” meselesi nedeniyle Mahmut Sönmezateş’e “Yoğurt” dedik. Getirmiş, Eczaneye bırakmış. Eczacı Selvinaz Hanım bırakılan yoğurdu evimize göndermiş. Sağ olsun. Evde hediye gelen yoğurdu yerken aldığım hazzı başka yoğurtlarda alamadım dersem yalan olmaz. Yetiştirdiği güller ve karanfillerle köyün ününü bütün ülkeye yayan Aziz dostum Ahmet Sönmezateş’in seralarını her gezdiğimde, konuyu dönüp dolaştırıp mandalara getirir, sohbetin yönünü değiştirirdim. Ahmet ağabey; “Köyümüzün gittikçe azalan manda yetiştiriciliği son birkaç sene zarfında oldukça artmaya ve manda sayısı da artış göstermeye başladı. Mustafa Kemal Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Özel Şekerden hanımın üstün çabaları ve gayretiyle hem sayı arttı, hem de bölgeye uyumlu sağlıklı manda sayısında artış gözlendi. Şimdi Hatay’da sadece köyümüzde manda yetiştiriciliği yeniden canlanmaya ve geçim kaynağı olmaya başladı.” Diyerek anlattı. Ben ise; “Söğüt dalına yuva yapan mandanın ne olduğunu, cismini, şeklini bilmiyorum.” Muhtar’ın gönderdiği yoğurttan sonra mandanın söğüt dalına yuva yapması meselesi neymiş iyice araştırdım. Öğrendim. Öğrenince de, aralarında benim de olduğum bazı kişiler tarafından saçma bulunan “manda yuva yapmış söğüt dalına” sözlerinde anlatılmak istenen yuva yapılma meselesinin hangi ince zekânın, ironinin eseri olduğunu öğrendim: “Pirinci ile ünlü Tosya’da çeltik tarlalarının sürülmesinde güçlü kuvvetli man da kullanılırmış. Man dalar yazın sıcağın da göletlere yatarak, az kıllı olan derisini serinletmek ve sinek lerden korumak ama cıyla çamura bular. Bunun için de göletlerin ve çeltik tarlalarının kenarlarında bu lunan ve dalları su yun içine kadar uzanan salkım söğütlerin dalları üzerine, gölgesine yatar. İşte mandanın söğüt dalına yuva yapması budur.” Gel de buradaki zekâyı, o ince mizahı alkışlama. Neyse… Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özel Şekerden Kırıkhan’ın Ilıkpınar köyünde Manda Yetiştiriciliği ve Islahı Projesi’ni uygulamaya başladılar. Özel Hoca; “Anadolu mandalarının süt verimini artırmayı amaçlayan çalışma, 1996 yılında Mısırda (Kahire) toplanan Dünya Gıda Örgütünün (FAO) Bölgeler arası Manda Araştırma Ağı toplantısının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştı. Çalışma Türkiye ve İtalya’nın ortak bir projesi olarak, FAO tarafından sağlanan İtalyan manda semeni kullanılarak 2002 yılında Kırıkhan’ın llıkpınar Köyünde başlatılmıştır. FAO’nun sağladığı semen ve kimyasal 2005 yılında tükenmiştir. Bunun üzerine, yarım kalan bu uluslararası projenin tamamlanabilmesi için TÜBİTAK’tan talep edilen finansal destek 2006 – 2007 periyodunda 1 yıl daha projeye devam edebilmemizi sağlamıştır.” Diyor bir makalesinde… Ahmet Sönmezateş ağabey, seraların yanındaki depo önünde çay içerken, Özel Şekerden hocanın ve üniversitenin köye katkılarını büyük bir övgü ile anlatıyor. “Hoca hanım sayesinde bugün köyümüzde manda sayısı 350’yi buldu. Bugün köyümüzde geçimini bununla sağlayan aileler var.” diyor. Özel Şekerden hocanın makalesinde konu hakkında şunları yazıyor; “Araştırma, İtalyan nehir mandası semeni kullanarak melezleme ile Türkiye’nin Hatay yöresi için uygun manda genotipinin belirlenmesi, böylece süt veriminin artırılması, manda yetiştiricisinin gelir düzeyinin iyileştirilmesi ve manda sayısındaki gerilemenin durdurulması, hiç değilse düşüş hızının azaltılması amacıyla Hatay’ın Kırıkhan İlçesi llıkpınar Köyünde çalışma yapılmıştır. Melezlemenin %75 İtalyan genotipi seviyesine kadar devam etmesi planlanmıştır. Denemede üreme, süt verimi ve besi özellikleri belirlenmiştir. llıkpınar köyünde manda besleme, hemen neredeyse tamamen köy merasına dayandırılmakta, akşam sürü köye döndüğünde biraz ekstra yiyecek verilmektedir. Üreme: Türkiye’de mandada suni tohumlama ilk defa bu projede başarı ile uygulanmıştır. Türkiye’de mandada suni tohumlamanın ilk defa uygulanmasına ve uygulamanın tamamen meraya bağlı bir köy sürüsünde yapılmasına rağmen alınan döl tutma sonuçları aynı protokolü, entansif yetiştirilen sürülerde kullanan ülkelerdekinden fevkalade iyi olmuştur (ortalama %55.1).” Türkiye ve Hatay’da 70’li yıllarda 1 milyon manda var iken, bu rakam yanlış uygulamalar ve su kaynaklarının kurutulması, iklim değişiklikleri, köy meralarının zirai tercihlere göre azalması ile 90 binlere kadar ne yazık ki gerilemiştir. Hatay’ın Kırıkhan ilçesine bağlı llıkpınar köyü, tarımsal alanlarda ilkleri başarmasıyla bilinen bir köy. Havuç, kavun, çiçek yetiştiriciliği ile göz dolduran llıkpınar köyünde ziraat mühendisi arkadaşım Musa Sönmezateş’i burada anmadan geçemeyeceğim. Musa arkadaşım ve abisi Ahmet Sönmezateş bu köyde başardıkları tarımsal gelişim, manda yetiştiriciliğinde de ayakta alkışlanacak çabalarıyla her türlü övgüye layıklar. Ahmet Sönmezateş’in yanına Metin Tansal, Süheyl Budak ve Erol İğde ile gittik. Amacım iyi insanları tanıştırmak. Bir de Erol’un fotoğraf çekme isteği. Çay içtik. Köydeki tarımsal gelişmeler hakkında düşüncelerini dinledik. Erol, ille de fotoğraf diye inat edince, bindik kamyonetin terkisine, gittik köy merasına. Köy merasında Hanefi Ayvurdu, otlanan mandaların yanında. Onlara iyi bakıyor ve köylü de memnun olacak ki, kaç senedir aynı işi yapıyor. Acıkan bir yavru manda, kaybettiği annesini çıkardığı sesle arıyor. Cevap almış olmalı ki, koşarak geldi ve annesini doya doya emdi. 1350 dekarlık köy merasında otlayan mandalar akşam evlerine güvenli şekilde getirilip özel besiye alınıyor. Kış aylarında süt oranı azalıyor. Köylüler ihtiyaçları dışındaki sütü mandıralara satıyorlar. Mustafa Kemal Üniversitesi’ne, Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü’ne ve bu bölümün Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özel Şekerden’e ve çalışma arkadaşlarına çalışmaları ve bizi bu konuda bilgilendirmeleri nedeniyle teşekkür ediyoruz.