Milletvekili Güzelmansur Ülkemiz bir açlık sorunuyla karşı karşıya olduğunun altını çizerek başta enerji olmak üzere ülkemiz dışa bağımlılıktan kurtarılmadıkça, rant ekonomisi yerine üretim ekonomisi hayata geçirilmedikçe, israftan vazgeçilmedikçe, liyakat yerine sadakat tercih edildikçe, demokrasinin kurumları, kuralları zedelendikçe, vatandaş açlığa mahkum olacak, mutfağın yangınının sönmeyeceğini söyledi.

Türkiye’nin çok derin bir ekonomik krizin içinde olduğun ve bu krizin 1994 ekonomik krizinden de 2001 ekonomik krizinden de daha derin olduğunu iddia eden Güzelmansur “İktidar kriz yok diyerek, krizi psikolojik olarak nitelendirerek, enflasyon sepeti ile oynayarak, enflasyon verilerini hazırlayan yöneticiyi görevden alarak hayat pahalılığını, vatandaşın cebindeki yangını yok saymaya çalışıyor. Ocak, Nisan, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında olmak üzere yılbaşından bu yana konutta elektrik fiyatlarına yapılan zamlarla vatandaşın elektrik faturası %44 arttı. Yine doğalgaza yılbaşından bu yana 4 kez yapılan zamla vatandaş doğalgazı %30 daha pahalıya kullanıyor. Bugün dört kişilik bir ailenin ortalama elektrik ve doğalgaz faturası 273 TL’ye yükseldi. Türkiye’de günlük net asgari ücret 53 TL’dir. Vatandaş elektrik, doğalgaz, su ve toplu taşımaya günlük 16,5 TL ödüyor. Yani günlük gelirin 3’te 1’inden fazlası enerji masraflarına, faturalara gidiyor. Geriye kalan 36,5 TL ile ne alınabilir diye markete gittim. Bu gördükleriniz alınabiliyor. Bununla da 1 sabah kahvaltısı yapıyor, makarna ve yoğurttan oluşan 1 öğlen yemeği yiyor, akşama aç…Vatandaş et, süt, meyve, sebze alamıyor. Çocuğunun okul defterine, kitabına para ayıramıyor. Kıyafet alamıyor. Hijyen için gerekli temizlik malzemelerine parası kalmıyor” dedi.