Bu gün bir başka yağıyorsun,
Bilmem , vedalaşmanın öfkesiyle mi,
Ortalığın karanlığını dağıtmak için mi,
Yoksa, içinde biriktirdiklerinden mi?
Boş ver, sebebine takılma yağmur…
Sen, önüne çıkanları temizlemene bak,
Geldiğin yolda uğradığın yerlerde
Kir namına ne varsa ala ala geliyorsun
Sebep olduğumuz pası dumanı paklıyor,
Yetmezmiş gibi bir de, canlara can oluyorsun.
Senden son bir şeyler daha istesem,
Kulak verip dinler de yapar mısın?
Üzerimizdeki şu gaflet uykusunu alıversen,
Tembellikten kurtarsan bizi…
Üç adım ötesini görmeyenlere,
Bir aralık açsan da, ışığı göstersen…
Kalplerden vicdansızlığı söküp alsan,
Kedinin yavrusuna gösterdiği şefketten,
Annecilik oynayanların gönlüne de serpiştirsen.
Dilleri, süslü kelimelerden arındırsan,
Olduğu gibi görünmeyenlerden kurtarsan da,
“Benim işim sevgi için” dedirtsen onlara…
Doğruluğun geçerli akçe olmadığını,
İyi niyetlilerin bir kenara itildiğini,
Kötülerin kazanıyor gibi göründüğünü,
Fakat; Gerçeğin böyle olmadığını hatırlatsan.
Ya da böyle düşünenleri uyandırsan da,
Hesap gününün olduğunu haykırsan, gözlerine bakarak…
Dost görümlü hainleri,
Kuyu kazmaktan zevk alan yakınları,
Saman altından su yürütenleri,
Olduğu gibi görünmekten utananları,
Uslu görüntüsüyle aldatanları,
Üzerlerindeki tozu ve toprağı
Alıversen de ifşa etsen, kralın çıplak olduğunu söylesen,