Bazen Yunus olur; sevgiyi ilmek ilmek işler “temiz yüreklere”…
Bazen Alparslan olur; kılıcını kuşanır, yeni diyarlara kapılar açar…
Bazen Mevlana olur; Hakk’ın huzurunda döner, tüm insanlığı kucaklar…
Bazen Halisdemir olur; ülkesini uçurumun kenarından alır…
Bazen Dedekorkut olur; bilgeliğin ve olgunluğun ışığıyla etrafını aydınlatır…
Bazen Osman olur; toprağa; geleceğin ulu çınarlarının tohumlarını saçar…
Bazen Şeyh Edebali olur; ilim ve vasiyetleriyle cihana yön verir…
Bazen Selahaddin olur; kötülükte birleşenlerin ensesine tokat gibi iner…
Bazen Akşemsettin olur; müjdeye ulaşmak için yol gösterir, dua eder, göz yaşlarıyla toprağı ıslatır…
Bazen Fatih olur; medeniyetin kapılarını ardına kadar açar…
Bazen Abdulhamit olur; yok oluşun kıyısındaki halkını, kuzgunların pençesinden kurtarır…
Bazen Seyit olur; ait olduğu milletin en ağır yükünü sırtlar…
Bazen baba olur; olgunluğuyla ufukların ötesini gösterir…
Bazen anne olur; şefkat pınarlarından yavrularını kana kana besler…
Bazen kardeş olur; kendisinden büyüklerin emrine amade olur…
Bazen büyük olur; küçüğüne yol gösterir, zor anında omuz verir…
O kadar sevdalıdır ki mesleğine… Uğrunda; çöller aşar… Dağlar deler… İnsanlığın aydınlanması için; kendi ışığından fedakarlık eder…