Taksi şoförlüğü yapan Mehmet, Metin’in işlettiği kahvenin müdavimlerinden biridir. İşsiz gazeteci Adnan da sürekli kahvededir. Mehmet, Metin ve Adnan yakın arkadaştır. Mehmet ayrıca ‘Küçük Arkadaşlar’ dediği mahallenin çocuklarıyla da çok iyi bir dostluk kurmuştur. Küçük Arkadaşlar da uğur ve bol kazanç getireceğine inandıkları için her sabah Mehmet’in arabasının tekerleklerine işemekte, ön cama da bir demet kır çiçeği bırakmaktadırlar.Mehmet taksiye binen müşterilerin karıştığı kanun dışı işleri arkadaşlarına anlatınca Adnan taksiye bir gizli kamera koyup her şeyi kaydetmeyi önerir. Amacı önemli bir haber yakalayıp gazeteciliğe geri dönmektir. Mehmet’in itirazlarına karşın, Metin’in de desteklemesiyle, kamera taksiye monte edilir. İlk av, hafta sonu çapkınlık yapmak için Ankara’ya gelen ve ilişkide olduğu kadının istediği çanta 35.000 TL olduğu için toplam 57.000 TL harcayan ve bunu telefonda biraz da övünerek arkadaşına anlatan İstanbullu bir iş adamıdır. Üç arkadaş bunun bir gazete haberi olamayacağını düşünürler ancak Adnan ellerindeki kayıtla iş adamına şantaj yapar ve 57.000 TL ister. Paranın ellerine geçmesiyle üç arkadaşın hayatları değişir. Kahramanlarımız para ile ne yapacaklarını bilemezler, lüks bir lokantaya gidip istedikleri kadar kebap yerler, alışveriş ederler, çevrelerindeki insanlara hediyeler alırlar, para yardımı yaparlar. Mehmet’in oturduğu apartmana taşınan Melek ve onun altı yaşındaki görme engelli kızı Meryem ile Mehmet arasında yakın bir ilişki gelişir. Ancak ‘Hanımefendi’ tarafından yönetilen, Mafya–Derin Devlet olarak tanımlayabileceğimiz bir örgüte ait bir dosya takside unutulup tesadüfen kahramanlarımızın eline geçince bir kenar mahalle komedisi olarak başlayan öykü, beklenmedik bir yöne evrilir.