Dedem Korkut, hep hikmetli söylenir,
Çağlar gerisinden bize ses verir.
Kulaklarla bu hoş seda dinlenir,
Asırlar ötesine, hep ilham verir.
Şeyh Nakşi, Semerkand’dan seslenir,
Dağ taş dinlemez, yüreklere gelir.
Ağaç olur, kök salar, sürgün verir,
Saçak saçak tüm dünyaya serilir.
Şems Tebriz, Güneş sanki, ışık verir,
Aydınlık etrafa, esenlik gelir.
Ocak olup, buz dağını eritir,
Yel gibi, gönülleri serinletir.
Mevlana, ney’inden bir nefes verir,
Doğudan batıya, yel olur gelir.
Anadolu’nun bozkırı yeşerir,
Ağaçlar çiçek açar, meyve verir.
Yunus, haliyle nasihat verir,
Doğruyu kendine, gaye edinir.
En sonunda sevgiliye erişir,
Gönlümüze sevgiyi yerleştirir.
Edebali, kapı açar yol gösterir,
Çığır açan o sözleri dinlenir.
Ulu çınara, can suyunu verir,
Tüm insanlık altında gölgelenir.
Akşemsettin, manalı öğüt verir,
Çağlar ötesine, hüzme gönderir.
Yıkılmaz surlar, yerle bir edilir,
İnanan herkesi yüreklendirir.
Hayıflanma! Tarihten ışık gelir,
Üzülme! Yıldızlar hep yol gösterir.
Korkma! Bu Işık gerilerden gelir,
Bakma gölgene, bir gün o da silinir.