Bana “uzak”, size “uzak”, herkese “uzak”tır; “uzak” kelimesi. Hayatta sakındığımız şeyden hep “uzak”laşırız. Sevmediklerimizin, bizden “uzak” olmasını isteriz. Birisinin zararından emin olmak istediğimizde “uzak” yerlere gideriz. Kendimizi kaybetmek istediğimiz an, “uzak”lara yol alırız. Kısacası; mutluluğa, güzelliğe, sevmeye, hoş olmayan şeylere tahammül edemez, kime yakın olursa olsun, bizden “uzak” olması için kullandığımız, pek de hoşnut olmadığımız bir kelimedir “uzak”…
İnsan, katiline aşık olur mu demeyin. Ya da; sevmediğinden yardım diler mi? Kim derdi ki; dönüp dolaşıp suya düşeceğimizi, yılana sarılacağımızı? Köprüyü geçinceye kadar; sevmediğimizi dayı diye sahipleneceğimizi? Ve… Kafa-göz kırdığımız, şu aciz kelime; “uzak”ın bir gün insanlığın can simidi olacağını…?
Şu yazdıklarımda bile, anlatmak istediklerime ne kadar “uzak” olduğunu düşünüyorsunuzdur belki de. Sıkıntıların etrafında, “uzağında” bir yerlerde dolanıp durduğumu…
Baldıran zehrini iç içe… Hoşlanmadıklarımızın acılarını içimize akıta akıta… Sıkıntılarımızı kalbimize göme göme… Ve… Ne olduğunu, nereden geldiğini, ne yapacağımızı bilememenin şaşkınlığını yaşarken…
Kimin suçlu, kimden kaynaklandığı, kimin parmağı olduğu soruları, bizi bir yerlere almış götürmüşken… Kışın, boranın, karın, selin; önüne çıkan ne varsa, sorgusuz sualsiz sürüklediği bir girdabın içindeyiz…
Ne gariptir ki; tüm bunlardan kurtulmanın yolunu da; zihnimizden “uzak”ta tutmaya çalıştığımız; “uzak” kelimesinde arar olduk maalesef…
Sevmenin ve sevilmenin işareti olan, yakınlaşmaktan “uzak”…
Gönülden bağlanmanın nişanesi olan, temastan “uzak”…
Hoş sohbetlerin ruhları dinlendirdiği, bir araya gelmekten “uzak”…
Sevinçli günlerin olmazsa olmazı, toplaşmaktan “uzak”…
Kederli anların dağıtılmasındaki, kenetlenmekten “uzak”…
Doğduğu günün hatırına da olsa, eğlenmekten “uzak”…
Aştığı bir zorluğun sonunda, birlikte sevilmekten “uzak”…
Maşukuna bir adım da olsa, yaklaşmaktan “uzak”…
Birlikten kuvvet doğacağını bildiğimiz halde, birleşmekten “uzak”…
Yüreklerin toplu attığında topların bile vız geleceğine inandığımız halde, toplanmaktan “uzak”…
İyi günde kötü günde diyerek aile çatıları kurduğumuz, düğün ve derneklerden “uzak”…
Toplu yapılan duaların reddedilmediğine inandığımız halde; saf tutmaktan, halka olmaktan “uzak”…
Kıyameti hatırlatırcasına… Herkesin birbirinden korkup kaçtığı… Annenin evladından, evladın babasından köşe bucak uzaklaştığı… Sokakta, evde, okulda, odada velhasılı; bize emanet edilenlerden bile “uzak” kalmak zorunda olunduğu günleri yaşamak… Ne korkunç bir şey Allah’ım…?
Her şeye rağmen; “uzak”ları düşünerek, uzun bir ömür sürmek için, kısa süreliğine de olsa; yakınlıklara biraz ara vermek…Hayatı bile, gözlerden “uzak”larda bir yerde yaşamak durumundayız. Ümitsiz olmaya gerek yok dostlarım; güzel günler o kadar da “uzak”ta değil…